Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 70dünya = acun [eski terim - öz Türkçe]
dünya = çevre [eski terim - öz Türkçe]
dünya = el gün [eski terim - öz Türkçe]
dünya = ortam [eski terim - öz Türkçe]
dünya = yeryuvarlağı [eski terim - öz Türkçe]
dünya = arz [öz Türkçe - eski terim]
DÜNYA = (dünya nedir; dünya ne demek; dünya İngilizcesi) 1. a. Birbiriyle yasal bağlantısı olan, bir düzenle belirlenmiş tek tek şeylerin ve olayların bütünü. (Ör. öbür dünya-bu dünya, duyulur dünya-düşünülür dünya, dışdünya-içdünya, görüngüler dünyası - kendinde şeyler dünyası; gelip geçici dünya- ideler dünyası.) b. Aynı yasalara ve aynı düzene bağlı olan nesnelerin, varlıkların oluşturduğu bütün. (Ör. Bitkiler dünyası, hayvanlar dünyası vb.) 2. Üzerinde yaşadığımız yeryüzü gezegeni. 3. İnsan varoluşunun içinde yer aldığı çevre. 4. Bilincin bağlılaşık kavramı; bilincin dışında kalan nesnelerin oluşturduğu bütün (nesneler dünyası).
DÜNYA = (dünya nedir; dünya ne demek; dünya İngilizcesi) 1. Üzerinde yaşadığımız toprak ve denizler, yeryüzü. 2. Dış, çevre, ortam: «Biz dünyadan ayrı yaşarken dünya epey değişmiş.» - H. C. Yalçın. 3. İnançları bir olan ülke veya insanlar topluluğu: Batı dünyası. Doğu dünyası. 4. Meslek veya iş birliği içinde bulunma, camia: Ressamlar dünyasında onun yeri ayrıdır. 5. zm. Elgün, herkes. 6. mec. Duygu, düşünce ve hayal âlemi: «Köprüye kadar kendi dünyaları içinde ne tatlı, ne özlü konuşurlardı.» - Y. Z. Ortaç.
DÜNYA = (dünya nedir; dünya ne demek; dünya İngilizcesi) bk. yeryuvarlağı.
DÜNYA = (dünya nedir; dünya ne demek; dünya İngilizcesi) Güneş'e yakınlık bakımından üçüncü gezegen, acun.
dünya = âlem [Türkçe - Osmanlıca]
dünya = arz [Türkçe - Osmanlıca]
dünya = cihân [Türkçe - Osmanlıca]
dünya = dâr -ı fenâ [Türkçe - Osmanlıca]
dünya = dehr [Türkçe - Osmanlıca]
dünya = gerdûn [Türkçe - Osmanlıca]
dünya = gîtî [Türkçe - Osmanlıca]
dünya = kâinât [Türkçe - Osmanlıca]
dünya = keyhân [Türkçe - Osmanlıca]
dünya = küre-i arz [Türkçe - Osmanlıca]
dünya = zemîn [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words