Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 2345DÖVMEK = (dövmek nedir; dövmek ne demek; dövmek İngilizcesi) 1. Tokat, yumruk, tekme vurarak canını acıtmak: «Harp Divanına vermeden önce, şurada kemiklerini kırıncaya kadar bir dövsem!» -H. E. Adıvar. 2. Çamaşır, halı vb.ni tokaç, sopa gibi şeylerle vurarak temizlemek. 3. (-de) Bir şeyi toz durumuna getirmek için ezmek: Döveçte karabiber dövmek. 4. Ezmek. 5. Çırpmak. 6. Ateşte ısıtılarak yumuşatılmış bir madeni, vurarak istenilen biçime getirmek: Demiri tavında dövmeli. 7. Topa tutmak: Gemi kaleyi dövdü. 8. Çarpmak, sertçe dokunmak: «Ayakları ile suyu dövüp ürküttüğü balığı gagası ile havalandıran beyaz pelikan.» -S. F. Abasıyanık. 9. (nsz) Davul vb. çalmak, vurmak.
DÖVMEK = (dövmek nedir; dövmek ne demek; dövmek İngilizcesi) 1. Yenmek: Dün Çetinkaya'yı iki bir dövdüm. 2. Çalmak, vurmak: Kapıyı dövdüm dövdüm açılmadı.
DÖVMEK = (dövmek nedir; dövmek ne demek; dövmek İngilizcesi) Koyun, keçi vb. hayvanları iğdiş etmek.
ilgili sözler / related words