• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

dökülmek

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 1249

DÖKÜLMEK = (dökülmek nedir; dökülmek ne demek; dökülmek İngilizcesi) 1. Dökme işi yapılmak veya dökme işine konu olmak: «Bekliyorum. Bir gül döküldü vazoda / Bekliyorum. Ses yok ölgün piyanoda» -H. F. Ozansoy. 2. Kumaş dökümlü olmak. 3. Bir işi, bir konuyu ele alış biçiminde değişiklik olmak. 4. (-e) Düşmek: «Bizim motor ikiye bölünüp suya döküldüğümüzde, dört kişiydik.» -Z. Selimoğlu. 5. Çıkmak, ortaya konulmak: «Âdeta düşünmeksizin kaleminden masal sahnelerine benzeyen dağ, dere, uçurum resimleri dökülüyordu.» -R. N. Güntekin. 6. Kaplamak, yayılmak: «Duvarlar, bütün ışıkları yutuyor, halkın üstüne bir toprak rengi dökülüyor.» -M. Ş. Esendal. 7. (-e) Salınmak, serbest bırakılmak: «Saçlarını arkaya atıp ensesine dökülen buklelerini kabarttı.» -H. Taner. 8. (-e) mec. Kır, sokak vb. yerlerde insanlar çokça birikmek: «Bahar o sene erken gelmiş, herkes tarlalara dökülmüştü.» -S. F. Abasıyanık. 9. mec. Çok eskimiş olmak, değerini ve güzelliğini yitirmek: «Yaşayan, var olan her şey eskiyip dökülecek.» -B. R. Eyuboğlu. 10. mec. Çok yorgun, hasta olmak: «Erkek arıların takatleri kesilmeye başlar, bir bir dökülür, ölür giderler.» -T. Buğra. 11. coğ. Akarsular, göl veya denize akmak.

DÖKÜLMEK = (dökülmek nedir; dökülmek ne demek; dökülmek İngilizcesi) Donmak, çok üşümekten sızlamak: Soğuktan elimin bannakları döküldü.

DÖKÜLMEK = (dökülmek nedir; dökülmek ne demek; dökülmek İngilizcesi) Oynayan kimse vücudunun herhangi bir kısmını fazlaca oynatıp titretmek.

dökülmek = insibab etmek [Türkçe - Osmanlıca]

ilgili sözler / related words

1: 0 ms