İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 1087 DUTY = ['dyu: ti] noun
1 görev, sorumluluk * eşanlamlı : responsibility, obligation, charge, task, mission, assignment
İngilizce örnek : It is my duty to help her.
Türkçe çevirisi : Ona yardım etmek benim görevimdir.
İngilizce örnek : It is our duty to protect our children.
Türkçe çevirisi : Çocuklarımızı korumak bizim görevimizdir.
2 iş, görev, yapması gereken şey * eşanlamlı : business, service
İngilizce örnek : What are my duties as a new teacher?
Türkçe çevirisi : Yeni bir öğretmen olarak benim görevlerim nelerdir?
İngilizce örnek : Her duties include typing and answering phones.
Türkçe çevirisi : Görevleri, yazı yazmayı ve telefonlara bakmayı kapsar.
3 vergi * eşanlamlı : tax, impost, excise, tariff
İngilizce örnek : Rubber can now be imported free of duty.
Türkçe çevirisi : Şimdi kaucuk vergisiz (gümrüksüz) ithal edilebilir.
İngilizce örnek : There is a heavy duty on cigarettes and alcohol.
Türkçe çevirisi : Sigara ve alkol üzerinde ağır bir yük var.
* off duty = serbest, izinli
İngilizce örnek : Soldiers off duty are not obliged to wear uniform.
Türkçe çevirisi : İzinli olan askerler üniforma giymek zorunda değildir.
* on duty = nöbetçi, işbaşında, nöbette
İngilizce örnek : What time do you go on duty?
Türkçe çevirisi : Saat kaçta işbaşı yapıyorsun?
ilgili sözler / related words