İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 3164 DUST = [dast] noun
1 toz
İngilizce örnek : His coat was covered with dust.
Türkçe çevirisi : Ceketi tozla kaplıydı.
İngilizce örnek : The furniture was covered in dust.
Türkçe çevirisi : Mobilya tozla kaplıydı.
İngilizce örnek : There's so much dust on the table that I can write my name in it.
Türkçe çevirisi : Masanın üzerinde o kadar çok toz var ki (oraya) ismimi yazabilirim.
2 toz bulutu
İngilizce örnek : The car raised a lot of dust.
Türkçe çevirisi : Araba çok toz bulutu kaldırdı.
¤ verb
toz almak
İngilizce örnek : Don't disturb the papers on my desk when you dust.
Türkçe çevirisi : Toz alırken masamdaki kâğıtları karıştırma.
DUST = (dust nedir; dust Türkçesi) Havada başıboş ve serbestçe dolaşan toprak veya diğer madde parçacıkları. Rasatlarda ve METAR'da 'DU' olarak rapor edilir. Tozun atmosfer içindeki en büyük etkisi güneş radyasyonunu dağıtması ve bir kısmını da yutmasıdır. Güneşin ışınlarını yansıttıkları için renkli bir güneş batışına neden olurlar.
ilgili sözler / related words