Türkçe - İngilizce
durağan = fikse [öz Türkçe - eski terim]
durağan = sabit [öz Türkçe - eski terim]
durağan = stabil [öz Türkçe - eski terim]
durağan = stasyoner [öz Türkçe - eski terim]
durağan = statik [öz Türkçe - eski terim]
DURAĞAN = (durağan nedir; durağan ne demek; durağan İngilizcesi) 1. a. genel uygulayım: Yerini değiştirmeyen, aynı yerde kalan. b. Deney ya da uygulamayla açıklanmış, tanıtlanmış, c. Önceden belirlenmiş, düzenlenmiş. 2. fizik, matematik, kimya: bk. değişmez 2. 3. bk. duruk 1.
DURAĞAN = (durağan nedir; durağan ne demek; durağan İngilizcesi) 1. Yerini değiştirmeyen, yerli, hareketsiz, sabit: «Sessizce gezinecek çevresinde, durağan bir yıldız gibi gökle birlikte dönecek o.» -T. Oflazoğlu. 2. mec. Etkin olmayan, gelişmemiş. 3. fiz. Akışmaz.
DURAĞAN = (durağan nedir; durağan ne demek; durağan İngilizcesi) Özdeş yeri özdeş büyüklüğü, özdeş biçimi ya da özdeş nitelikleri olan ve bunu koruyan niceliklerin özelliği.
ilgili sözler / related words