Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 2203duman = dûd [Türkçe - Osmanlıca]
duman = duhân [Türkçe - Osmanlıca]
DUMAN
1. Bir maddenin yanması ile çıkan ve içinde katı zerrelerle buğu bulunan kara ya da esmer renkte gaz: Şu karşıda bir duman görüyorum, inşallah yangın yoktur.
2. Havalanan tozların veya sisin oluşturduğu bulanıklık: Toprak yolda hızla geçen araba ortalığı dumana kattı.
3. Bir uçun içinde asılı küçük (0,1 -1 mikronluk) katı ya da sıvı taneciklerin oluşturduğu karışım.
4. Mikrometre boyutunda katı taneciklerinin veya sıvı damlacıklarının bir gaz içinde dağılıp asılı kalması sonucunda oluşan genelde gözle görülür dispers sistem.
5. Sis.
6. Göz akı.
7. Göze inen perde.
8. Duman rengi, gri.
9. (argo) Esrar.
10. (sıfat) Kötü, yaman: Dolar böyle hızla çıkarsa işimiz duman.
ilgili sözler / related words