İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 1788 DRAW = [dro: ] verb
drew [dru: ], drawn [dro: n]
1 (resim) çizmek * eşanlamlı : picture, depict, sketch, trace, portray
İngilizce örnek : The boy drew a house and coloured it blue.
Türkçe çevirisi : Erkek çocuk bir ev çizerek onu boyadı.
İngilizce örnek : He drew a caricature of the Prime Minister.
Türkçe çevirisi : Başbakanın bir karikatürünü çizdi.
2 çekmek * eşanlamlı : pull, drag, haul, tow, tug * karşıtanlamlı : push
İngilizce örnek : He drew his sword to attack his enemy.
Türkçe çevirisi : Düşmanına saldırmak için kılıcını çekti.
3 ilgisini çekmek, cezbetmek * eşanlamlı : attract, allure, entice, tempt, induce * karşıtanlamlı : repel
4 (oyun, savaş, vb) berabere bitirmek/bitmek
¤ noun
1 kura, çekiliş * eşanlamlı : lottery
2 (maç, vb) beraberlik
İngilizce örnek : The game ended in a 1-1 draw.
Türkçe çevirisi : Oyun 1-1 berabere bitti.
İngilizce örnek : The result of the football match was a 2-2 draw.
Türkçe çevirisi : Futbol maçının sonucu 2-2 beraberlikti.
İngilizce örnek : Neither team deserved to lose and the match ended in a draw.
Türkçe çevirisi : İki takımdan hiçbiri kaybetmeyi hak etmedi ve maç berabere bitti.
3 ilgi toplayan şey/kimse
* draw away = hızla çekmek, uzaklaştırmak
* draw back = gerilemek * eşanlamlı : withdraw, retreat
2 düşünmekten/yapmaktan çekinmek
* draw on/upon = kullanmak, yararlanmak
* draw out = 1 (zaman içinde) uzatmak, yaymak
2 hesabından para çekmek
3 konuşturmak
İngilizce örnek : If people are shy it is often difficult to draw them out.
Türkçe çevirisi : İnsanlar utangaç ise onları konuşturmak genellikle zordur.
* draw up = 1 oluşturmak
2 (taşıt) belli bir noktaya ulaşıp durmak
İngilizce örnek : A big car drew up outside our house.
Türkçe çevirisi : Evimizin önünde büyük bir araba durdu.
İngilizce örnek : My grandad always looks out of the window if he hears a car draw up?
Türkçe çevirisi : Dedem, bir arabanın gelip durduğunu duyarsa, her zaman pencereden bakar.
3 düzenlemek, yazmak
İngilizce örnek : We have to draw up a new agreement.
Türkçe çevirisi : Yeni bir sözleşme düzenlemek zorundayız.
İngilizce örnek : The contract is being drawn up at the moment.
Türkçe çevirisi : Şu anda kontrat düzenleniyor.
İngilizce örnek : The secretary is drawing up a proposal for the committee.
Türkçe çevirisi : Sekreter komisyon için bir öneri yazıyor (tanzim ediyor).
İngilizce örnek : I will get our lawyer to draw up a list of terms and conditions.
Türkçe çevirisi : Bir maddeler ve koşullar listesi düzenlemesi için avukatımızla temasa geçeceğim.
2 sıralamak, dizmek
ilgili sözler / related words