Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 3964 DOZ
1. (hekimlik) Bir ilacın bir defada veya bir günde alınması gereken miktarı, istenen etkiyi oluşturan ilaç miktarı, °verit:
Psikaytr bana düşük dozda antidepresan almamı önerdi.
2. (kimya) Bir maddenin bir birleşiğe, bir karışıma giren veya girmesi gereken belli miktarı, °düze:
Biliminsanı, beherglastaki sıvının içine bir doz daha damlattı.
3. (mecaz) Davranış veya konuşmanın uygun ölçüsü:
Esprinin dozunu kaçırınca, odada bir sessizlik hâkim oldu.
İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 52847ilgili sözler / related words