İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 1352 DOUBLE = ['dabıl] adjective
1 çift, iki * eşanlamlı : twice, paired, duplex, coupled
2 iki kişilik * eşanlamlı : twin, doubled
İngilizce örnek : I think the Japanese prefer two single beds to a double bed.
Türkçe çevirisi : Bence Japonlar iki tane tek kişilik yatağı bir tane iki kişilik yatağa tercih eder.
3 iki misli, iki kat
4 ikili, çifte * eşanlamlı : twofold, dual
¤ noun
1 benzer, eş * eşanlamlı : look-alike, clone
2 (içki) duble
İngilizce örnek : Make that a double in a tall glass, please.
Türkçe çevirisi : Uzun bardakta bir duble, lütfen.
¤ adverb
iki misli, iki katı
¤ verb
1 iki katına çıkarmak * eşanlamlı : duplicate
İngilizce örnek : You must double the dose.
Türkçe çevirisi : Dozu iki katına çıkarmalısın.
İngilizce örnek : This is a better house than the other, but it costs double the amount.
Türkçe çevirisi : Bu öbüründen daha iyi bir ev, ama fiyatı iki katı.
İngilizce örnek : I won't take the job even if the salary is doubled.
Türkçe çevirisi : Maaşı iki misli olsa bile işi kabul etmeyeceğim.
İngilizce örnek : If production could be doubled our problems would be solved.
Türkçe çevirisi : Üretim iki katına çıkarılabilirse sorunlarımız çözülür.
2 iki misli olmak * eşanlamlı : fold, multiply, enlarge
İngilizce örnek : The company's profit has doubled.
Türkçe çevirisi : Şirketin kârı iki katına çıktı.
ilgili sözler / related words