• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

dock

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 9073

bitkibilim

teknik

tiyatro

DOCK = [dok] noun
1 rıhtım
İngilizce örnek : We stayed on the dock long after the ship had gone.
Türkçe çevirisi : Gemi gittikten sonra uzun süre rıhtımda kaldık.
2 gemi havuzu, dok
İngilizce örnek : The docks can handle more than twenty ships at a time.
Türkçe çevirisi : Gemi havuzları aynı anda yirmiden çok gemiyi idare edebilir.
İngilizce örnek : The liner has gone into dock for a refit.
Türkçe çevirisi : Büyük yolcu gemisi tamir için gemi havuzuna girdi.
3 (mahkemede) sanık yeri
¤ verb
1 (kuyruğunu) kesmek
2 (ücret, vb) kısmak, azaltmak
3 (gemi) limana girmek
İngilizce örnek : When the ship docked, the officers came aboard for inspection.
Türkçe çevirisi : Gemi limana girince, memurlar teftiş için gemiye çıktılar.
* be in the dock = sanık olmak
* put in the dock = suçlamak

DOCK = (dock nedir; dock Türkçesi) Rıhtım. Kara taşımacılığında bir endüstriyel bölge veya taşıyıcı terminalindeki yükleme ve boşaltma platformu.

ilgili sözler / related words

1: 0 ms