İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 13582 DISMAY = [dis'mey] verb
dehşete düşürmek, korkutmak, düş kırıklığına uğratmak * eşanlamlı : frighten, scare, alarm, terrify, horrify, discourage, dishearten * karşıtanlamlı : hearten, encourage
İngilizce örnek : He was dismayed at the news.
Türkçe çevirisi : Haber karşında dehşete düştü.
¤ noun
korku, dehşet, düş kırıklığı * eşanlamlı : fear, terror, horror, panic, dread
İngilizce örnek : There was some dismay at the Prime Minister's announcement.
Türkçe çevirisi : Başbakanın duyurusunda biraz düş kırıklığı vardı.