Türkçe - İngilizce
dingin = asude [öz Türkçe - eski terim]
dingin = hareketsiz [öz Türkçe - eski terim]
dingin = sakin [öz Türkçe - eski terim]
dingin = statik [öz Türkçe - eski terim]
DİNGİN = (dingin nedir; dingin ne demek; dingin İngilizcesi) 1. Kuvvetsiz, zayıf, yorgun. 2. Durgun, sessiz, düşünceli. 3. İlgisiz: Ahmet işlere karşı daha dingin görünüyor.
DİNGİN = (dingin nedir; dingin ne demek; dingin İngilizcesi) 1. Sakin, durgun: «Çevredeki çınarlar, dingin bir gariplik içinde, ağır ağır, tek tek yapraklarını dökerdi.» -A. İlhan. 2. Hareket etmeyen, kımıldamayan. 3. mec. Gücü tükenmiş, yorgun, mecalsiz: Dingin bir at.
DİNGİN = (dingin nedir; dingin ne demek; dingin İngilizcesi) Akmayan çeşme.
DİNGİN = (dingin nedir; dingin ne demek; dingin İngilizcesi) Birkaç yıl işlenmeyen tarlanın ot kaplamış hali.
DİNGİN = (dingin nedir; dingin ne demek; dingin İngilizcesi) bk. etkisiz.
DİNGİN = (dingin nedir; dingin ne demek; dingin İngilizcesi) Ekonomik buhran.
DİNGİN = (dingin nedir; dingin ne demek; dingin İngilizcesi) Kimyasal tepkimeye girmeyen.
ilgili sözler / related words