Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 1359dikmek = erekt [öz Türkçe - eski terim]
dikmek = sütür atmak [öz Türkçe - eski terim]
DİKMEK = (dikmek nedir; dikmek ne demek; dikmek İngilizcesi) (-i) Biçilmiş veya yırtılmış kumaş, deri, yara vb.ni iğneye geçirilmiş iplikle tutturmak: Giysi dikmek.
DİKMEK = (dikmek nedir; dikmek ne demek; dikmek İngilizcesi) (-i, -e) 1. Bir cismi dik olarak durdurmak: Bir yere direk dikmek. 2. Yetiştirmek için bir bitkiyi toprağa yerleştirmek: «Boş toprağa bir koru dikseniz otuz yılda gölge verir.» -F. R. Atay. 3. (-i) Bardak, kadeh, testi vb. kapların içindekini bir çırpıda, bir solukta içmek: «Doldurmasıyla kadehini dikmesi, gözünü kırpmadan tek yudumda devirmesi bir oluyor.» -A. İlhan. 4. Beklemek için birini bir şeyin başına getirmek: «O günden sonra kapıya diktiği bir bekçiye iş çıkışları işçilerin üstlerini arattı.» -L. Tekin. 5. Top, taş vb.ni dikine havaya atmak. 6. Yapı kurmak, inşa etmek. 7. sp. Top vb.ni oyun alanında belirli bir yere koymak: Oyuncu topu penaltı noktasına dikti.
dikmek = rekz etmek [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words