Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 9demek = yani [öz Türkçe - eski terim]
demek = tesmiye etmek [Türkçe - Osmanlıca]
DEMEK
A)
1. Söylemek, söz söylemek: Pardon, ne dedin?
2. bir şey anlamına gelmek: Bu ne demek?
3. Ad vermek: Burada taflana karayemiş derler.
4. Bir dilde karşılığı olmak: İngilizce chat «sohbet» demektir.
5. Herhangi bir ses çıkarmak: Küt dedi, düştü.
6. Herhangi bir kanıya, yargıya varmak: El âlem ne derse desin, ben doğru bildiğimi yapacağım.
7. Düşünmek.
8. Oranlamak: Güzellik desen onda, zenginlik desen onda.
9. Ummak: Bu kaçı alır mıyız dersin?
10. Erişmek: Saat on bir dedi mi yatar.
11. Bir işe kalkışmak, yeltenmek: Tek laf edeyim deme, fena bozarım
12. Saymak, kabul etmek: Bir milyon dediğin nedir, onun için çekirdek parası.
B)
1. Öyle mi: Böyle söymedim diye beni çizdin demek.
2. Yani, anlaşılan: Demek çok zengin olmuş.
2. İnanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü.
C)
1. Yeni doğan kuzu, keçi yavrularını korumak için yer altında açılan in şeklinde yer.
2. Ahırdan gübreyi dışarıya atmak için kullanılan ufak pencere, kapak.
3. Yeni doğan köpek yavruları için yapılan yuva.
4. Yabanihayvanların yattığı yer, in, yuva.
5. Köpek kulübesi.
ilgili sözler / related words