• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

delil

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 3621

DELİL = (delil nedir; delil ne demek; delil İngilizcesi) Kanıt; tanıt; ipucu.

DELİL = (delil nedir; delil ne demek; delil İngilizcesi) Vergileme sırasında, ek olarak salınan vergilerin ve bunlara bağlı cezaların bilgi ve belgelerle kanıtlanmasında kullanılan herşeydir.

delil = ipucu [eski terim - öz Türkçe]

delil = kanıt [eski terim - öz Türkçe]

delil = kılavuz [eski terim - öz Türkçe]

delil = tanıt [eski terim - öz Türkçe]

delil = argüman [öz Türkçe - eski terim]

DELİL = (delil nedir; delil ne demek; delil İngilizcesi) 1. İnsanı aradığı gerçeğe ulaştırabilecek iz, emare: «Milletlerin hürriyet için yaptıkları fedakârlıklardan canlı deliller gösteriyordu.» - P. Safa. 2. huk. ve man. Kanıt: «Elde hiçbir delil olmadığı için serbest bırakıldı.» - S. F. Abasıyanık. 3. esk. (deli:li) Kılavuz, rehber.

DELİL = (delil nedir; delil ne demek; delil İngilizcesi) kanıt.

delil = burhan [Türkçe - Osmanlıca]

delil = huccet [Türkçe - Osmanlıca]

delil = hüccet [Türkçe - Osmanlıca]

ilgili sözler / related words

-e delil olmak adli delil ahval ve şeraitten çıkarılan delil aksi delil aksi ispatlanıncaya kadar geçerli delil aksi kanıtlanmadıkça doğru sayılan delil apaçık delil asıl ve maddi delil başkalarından işitilerek öne sürülen delil belge delil belgelere dayanan delil belgeli delil biyolojik delil davacının iddiasını kanıtlayan delil delil başlangıcı delil değiştirme delil eksikliği delil gösterip reddetme delil gösterme delil gösterme yükü delil göstermek delil gücü delil hukuku delil ibraz etme (duruşmada) delil ibraz etmek (duruşmada) delil ikamesi delil ileri sürmek delil kabul etmek delil karartma delil nevinden delil niteliğinde delil niteliğindeki delil olarak delil olarak göstermek delil olmak delil standardı delil sunmak delil sürmek delil tesbiti delil tespiti delil teşkil eden delil toplama delil toplama misyonu delil toplamak delil uydurmak delil üretme delil yetersizliği delil yetersizliği itirazı delil yetersizliğinden delil yetersizliğinden aklamak delil yetersizliğinden beraat etmek delil yetersizliğinden davayı düşürmek delil yetersizliğinden kabul etmemek delil yetersizliğinden suçsuz bulmak delil yetersizliğinden suçsuz bulunmak delil yetersizliğinden şartsız tahliye delil yetersizliğinden şartsız tahliye edilmiş delil zinciri destekleyici delil doğrudan delil doğrulayıcı delil dolaylı delil duruşma anında delil göstermek elinde aleyhine delil olmak elinde suçlayıcı delil bulunmak elverişli özellikte olmayan delil geçerli delil harici delil hukuka aykırı delil elde etme yasağı hukuka aykırı yollarla elde edilen delil hukuki delil ikna edici delil isnat edilen kullanımın delil araştırması ispata elverişli delil kanuni delil sistemi karine kuvvetindeki delil karineye istinad eden delil karşı delil karşı delil göstermek kat'i delil teşkil etmek kati delil kati olmayan delil kazai veya ilmi içtihatların delil olarak gösterilmesi kesin delil kesin delil sayılmak kesin olmayan delil kesin olmayan delil ile ilgili kural kifayetli delil konu dışı delil kozmolojik delil kuvvetlendirici delil kuvvetli delil maddi delil mahkemeye delil olarak sunulan maddi şeylerle beyyine mahkemeye sunulan fiziksel delil menfi delil muhasebe kayıtlarının delil teşkil etmesi mukabil delil munzam delil munzam delil olarak muteber delil müspet delil mütemmim delil objektif delil önemli delil önemsiz delil psikiyatrik delil sağlam ve yeterli delil toplamak sahte delil sayısal delil somut delil sözlü delil şifahi delil takdiri delil sistemi tarafsız delil tartışmada karşı tarafın söz ve hareketlerini kendi görüşünü savunmada delil olarak kullanma tıbbi delil uydurma delil uygun delil yasal delil yazılı delil yazılı delil defteri yeminli delil yeter delil yeterli miktarda olmayan delil yetersiz delil zımni delil

1: 1 ms