İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 2884 DELAY = [di'ley] verb
1 geciktirmek * eşanlamlı : obstruct, hinder, impede, slow down, retard, detain * karşıtanlamlı : hasten, hurry
İngilizce örnek : The traffic on the bridge delayed us for two hours.
Türkçe çevirisi : Köprü trafiği bizi iki saat geciktirdi.
İngilizce örnek : We were delayed because of an accident.
Türkçe çevirisi : Kaza nedeniyle geciktik.
İngilizce örnek : Our bus was delayed, and we didn't reach the airport in time.
Türkçe çevirisi : Otobüsümüz gecikti ve havaalanına vaktinde varamadık.
2 ertelemek * eşanlamlı : postpone, defer, suspend, hold over * karşıtanlamlı : advance
İngilizce örnek : We agreed to delay the meeting.
Türkçe çevirisi : Toplantıyı ertelemekte anlaştık.
İngilizce örnek : I want to delay my marriage until next year.
Türkçe çevirisi : Evliliğimi gelecek seneye kadar ertelemek istiyorum.
¤ noun
gecikme * eşanlamlı : postponement, suspension; interlude, pause, wait
İngilizce örnek : We apologize for the delay.
Türkçe çevirisi : Gecikme için özür dileriz.
İngilizce örnek : Our delay was due to the heavy rain.
Türkçe çevirisi : Gecikmemiz şiddetli yağmur yüzündendi.
İngilizce örnek : We regret the delay in the arrival of our flight from London.
Türkçe çevirisi : Londra’dan gelen uçağımızın varışı geciktiği için üzgünüz.
ilgili sözler / related words