İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 18321 CURL = [kö: l] noun
1 büklüm, kıvrım * eşanlamlı : curve, spiral, coil, lock
2 bukle
İngilizce örnek : Her hair is straight now, but it used to be in curls.
Türkçe çevirisi : Saçı şimdi düzgün, ama önceden bukleli idi.
¤ verb
1 (saç) kıvırmak * eşanlamlı : wave, frizz * karşıtanlamlı : straighten
İngilizce örnek : Her hair is curled.
Türkçe çevirisi : Onun saçı kıvırcıktır.
2 kıvrılmak, bükülmek * eşanlamlı : twist, coil, bend, spiral, curve
* curl up = kıvrılmak, ayaklarını karnına çekmek
İngilizce örnek : The kittens curled up with their mother.
Türkçe çevirisi : Kedi yavruları anneleriyle birlikte kıvrıldılar.
İngilizce örnek : She curls up on the couch when she watches TV.
Türkçe çevirisi : Televizyon izlerken kanepede kıvrılır.