criticize

CRITICIZE = ['kritisayz] verb
eleştirmek * eşanlamlı : judge, appraise, evaluate, analyse; censure, find fault, condemn, disapprove, scold, rebuke * karşıtanlamlı : praise
İngilizce örnek : You must be careful not to criticize her, she is very sensitive.
Türkçe çevirisi : Onu eleştirmemeye dikkat etmelisin, çok hassas.
İngilizce örnek : Her friends criticised her for having a ring in her nose.
Türkçe çevirisi : Arkadaşları burnuna halka taktığı için onu eleştirdi.
İngilizce örnek : I tried not to offend her when criticising her novel.
Türkçe çevirisi : Romanını eleştirirken onu gücendirmemeye çalıştım.
İngilizce örnek : It is best to criticize a book as a whole instead of pointing out small faults.
Türkçe çevirisi : Küçük kusurları belirtmek yerine bir kitabı bir bütün olarak eleştirmek en iyisidir.
İngilizce örnek : The book has been much criticised because it doesn't give the whole truth.
Türkçe çevirisi : Kitap çok eleştirildi çünkü o bütün gerçeği yazmıyor.