concerned

CONCERNED = [kın'sö: nd] adjective
1 ilgili, ilişkili
İngilizce örnek : It was an excellent organization; I'd like to thank all the people concerned.
Türkçe çevirisi : Mükemmel bir organizasyondu; ilgili bütün kişilere teşekkür etmek istiyorum.
İngilizce örnek : The doctor is concerned about my family history of cancer.
Türkçe çevirisi : Doktor, ailemin kanser geçmişi ile ilgileniyor.
2 endişeli, kaygılı
İngilizce örnek : He was concerned about his low marks in the class.
Türkçe çevirisi : Sınıftaki düşük notlarından endişeleniyordu.
İngilizce örnek : Parents are usually concerned about their children's future.
Türkçe çevirisi : Anne babalar genellikle çocuklarının geleceklerinden endişelenir.
* as far as I'm concerned = bence, bana kalırsa
İngilizce örnek : As far as I am concerned, the meeting was a waste of time.
Türkçe çevirisi : Bana kalırsa toplantı vakit kaybı olmuştur.