• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

cansız

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 5385

eczacılık

sıfat / adjective – biology

veterinerlik

CANSIZ = (cansız nedir; cansız ne demek; cansız İngilizcesi) 1. Canını yitirmiş, ölmüş: Cansız bir kuş. 2. Canlı olmayan (varlık), camit. 3. zf. mec. Güçsüz, mecalsiz bir biçimde: «Nil'in deminden beri avucumun içinde cansız duran eli kımıldadı, parmaklarımı sıkıyor.» -R. H. Karay. 4. mec. İlgi uyandırmayan, sönük: Cansız bir anlatış. 5. mec. Durgun: Bu yıl buğday piyasası biraz cansız.

CANSIZ = (cansız nedir; cansız ne demek; cansız İngilizcesi) Sıska, zayıf, cılız.

cansız = bîcan [Türkçe - Osmanlıca]

cansız = bîhayat [Türkçe - Osmanlıca]

cansız = câmid [Türkçe - Osmanlıca]

1: 0 ms