Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 1427buyurmak = emir vermek [öz Türkçe - eski terim]
buyurmak = emretmek [öz Türkçe - eski terim]
BUYURMAK = (buyurmak nedir; buyurmak ne demek; buyurmak İngilizcesi) 1. Bir şeyin yapılmasını veya yapılmamasını kesin olarak söylemek, emretmek: «Ahlak sadece kötülük etmekten çekinmek değildir, başkalarının edecekleri kötülükleri de önlemeye çalışmayı buyurur.» -N. Ataç. 2. Söylemek, demek, düşüncesini bildirmek: Bir şey mi buyurdunuz? «Çok doğru buyuruyorsunuz.» -F. R. Atay. 3. (-e) Gelmek, gitmek, geçmek, girmek: «Salona buyurmaz mısınız?» -M. C. Kuntay. 4. (-i) Almak: «Buyurunuz kahvenizi!» -M. E. Yurdakul. 5. (yar) Etmek, eylemek: «Size karşı derin hürmeti vardı, lütuf buyurur sorarsanız yalnızlığını hissetmez.» -R. H. Karay.
BUYURMAK = (buyurmak nedir; buyurmak ne demek; buyurmak İngilizcesi) 1. Emretmek. 2. (Saygı gösterilen kimse) Söylemek, demek.
ilgili sözler / related words