Türkçe - İngilizce
BURUN = (burun nedir; burun ne demek; burun İngilizcesi) Koku almaya yarayan, kıkırdak ve kemikten yapılmış organ, nazus.
burun = nazal [öz Türkçe - eski terim]
BURUN = (burun nedir; burun ne demek; burun İngilizcesi) (anatomi) Koku almaya yarayan, kıkırdak ve kemikten yapılmış organ, nazus.
BURUN = (burun nedir; burun ne demek; burun İngilizcesi) 1. anat. Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı. 2. Bazı şeylerin ön ve sivri bölümü: «Kadıköy vapurunun güvertesinde, paltoma bürünmüş, gidip ta burna oturmuştum.» -H. Taner. 3. mec. Kibir, büyüklenme: Burnundan yanına varılmıyor. 4. coğ. Karanın, özellikle yüksek ve dağlık kıyılarda, türlü biçimlerde denize uzanmış bölümü.
BURUN = (burun nedir; burun ne demek; burun İngilizcesi) 1. Pekmez yapmak için kaynatılan şıranın ilk suyu. 2. Duttan, kaynatılarak elde edilen ilk şıra.
BURUN = (burun nedir; burun ne demek; burun İngilizcesi) Çakı ve benzerleri.
BURUN = (burun nedir; burun ne demek; burun İngilizcesi) Karanın, özellikle yüksek ve dağlık kıyılarda, türlü biçimlerde denize uzanmış bölümü.
BURUN = (burun nedir; burun ne demek; burun İngilizcesi) Omurgalı hayvanlarda kısmen koklama sinirlerini taşıyan mukoza zarı ile örtülü bir çift burun boşluğunu içine alan koku alma organı.
BURUN = (burun nedir; burun ne demek; burun İngilizcesi) Omurgalı hayvanların koku alma organı olup kısmen koklama sinirlerini taşıyan mukoza zarı ile örtülü olan bir çift burun boşluğunu içine alır.
BURUN = (burun nedir; burun ne demek; burun İngilizcesi) Samandan ayrılmış buğday yığını, gözer denilen büyük harman kalburu ile elendikten sonra elde edilen temizlenmiş tahıl.
BURUN = (burun nedir; burun ne demek; burun İngilizcesi) Yün taranırken tarak dişinden ilk alınan yün.
burun = bînî [Türkçe - Osmanlıca]
burun = enf [Türkçe - Osmanlıca]
burun = meşâmm [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words