İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 5206 BURN = [bö: n] verb
burnt [bö: nt] ya da burned
İngilizce örnek : This stove burns wood.
Türkçe çevirisi : Bu soba odun yakıyor.
1 yakmak * eşanlamlı : flame, blaze, flare, scorch, set on fire
İngilizce örnek : He got angry with his wife because she had burned the steak.
Türkçe çevirisi : Karısına kızdı çünkü (karısı) bifteği yakmıştı.
2 yanmak
İngilizce örnek : Dry wood burns well.
Türkçe çevirisi : Kuru odun iyi yanar.
¤ noun
yanık
* burn away = yakıp kül olmak
* burn down = 1 yakıp kül etmek
İngilizce örnek : Has the arsonist burned down the building?
Türkçe çevirisi : Kundakçı binayı yakıp kül mü etti?
2 yanıp kül olmak
İngilizce örnek : The Browns' house burned down last night.
Türkçe çevirisi : Brown’ların evi dün gece yanıp kül oldu.
* burn up = 1 yakıp kül etmek
2 yanıp kül olmak
İngilizce örnek : All his belongings burned up in the fire.
Türkçe çevirisi : Bütün eşyaları yangında yanıp kül oldu.
BURN = (burn nedir; burn Türkçesi) Sisin günün ilerleyen saatlerinde yerin güneşten gelen ışınları emerek ısınması sonucunda kalkması. Özellikle radyasyon sisi veya alçak stratus tipi bulutlardan kaynaklanan sis, öğle saatlerine doğru yerin ısınması ve ısınan havanın yükselmesi nedeniyle ya yükselerek ya da kaybolarak görüşün normale dönmesine neden olur.
ilgili sözler / related words