• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

bulunan

Türkçe - İngilizce

sıfat / adjective – archaic

bulunan = mevcut [öz Türkçe - eski terim]

bulunan = kâin [Türkçe - Osmanlıca]

ilgili sözler / related words

-de bulunan -e katkıda bulunan 14-17 yaşında bulunan küçük abs bulunan araçlar acil durumlarda hayatta kalmayı sağlayabilecek ilkyardım gereçleri bulunan paket açık bulunan iş açık bulunan opsiyonların karşılanması adayların tümünün adları bulunan basılmış gizli oy pusulası afyonda bulunan alacak bakiyesi bulunan aktif değerler alacaklılar tarafından âciz halinde bulunan borçluya muamelelerinin mahdut bir müddet zarfında devamı hakkında verilen müsaade aleutiyen alçağı ≡ çoğunlukla aleutiyen adlarının yakınında bulunan yarı sürekli siklon veya alçak basınç alıcısı bulunan alkali kayada bulunan açık renkli mineral alplerde bulunan mat kristal alt tarafında bulunan altın bulunan bölge altında imzası bulunan altta bulunan amerika'da bulunan ulasal düzeydeki geniş alan ağlarından biri amerika'da bulunan ulusal araştırma ve eğitim ağı amerika'da bulunan ulusal düzeydeki geniş alan ağlarından biri ana arıyı tutmak için erkek arıda bulunan organ ana direk, geminin ortada bulunan ana direği anayasası bulunan hükümdarlık anayol kenarında bulunan otel veya pab ancak oksijen bulunan yerde yaşayan arada bulunan aralarında bağlantı bulunan aralarında boşluk bulunan zırh sistemi aralarında inançlı bir ilişki bulunan kişiler arasındaki iletişim arının 1. ve 2. basitarsusda bulunan temizlik fırçası arkada bulunan arkada bulunan kara art kafada bulunan asıl yerinde bulunan askıda bulunan taşlar askıya alma talebinde bulunan kimse aslında bulunan aslında bulunan kusur aşağıda imzası bulunan aşağıda imzası bulunan ben aşı kalemleri üzerinde bulunan ve göz aşılarının yapılmasında kullanılan göz ya da tomurcuk atıfta bulunan atış poligonunda bulunan sadece bir atış yolu atma bölgesinde bulunan çizgiler atmosferde bulunan avrupa bankalarında bulunan dolar ay altında bulunan aynı anda bulunan sorun veya hastalık aynı görevde bulunan memur aynı ortamda bulunan iki canlıdan birinin diğeri için zararlı olması aynı zamanda yapılan ya da bulunan ayrı bir devre kesici kontaktörü bulunan bir motor kumandası az bulunan az bulunan elementler az bulunan mal az bulunan şeyin değeri bagaj rafı ≡ trende koltukların üst tarafında bulunan bagaj koyma yeri bağırsak dışında bulunan bağışta bulunan bağışta bulunan kazanç sağlasın, alansa aldığını saklasın bağışta bulunan kimse bağışta bulunan kişi bankada bulunan nakit baro bulunan illerde baroya kayıtlı avukatlar barsak dışında bulunan başka organ altında bulunan başka organın üstünde bulunan başkasına gereksiz tavsiyede bulunan kimse batıda bulunan bazı eklemlerde bulunan yarımay veya dairesel kıkırdak bazı hazır gıdalarda ve evcil hayvanlarda bulunan ve menenjit gibi enfeksiyonlara yol açabilen bakteriler bazı mantarlarda bulunan çiçek tablası bazı mantarlarda sap üzerinde bulunan halka bedenin arka tarafında bulunan (organ) belirli bir sahada bulunan av hayvanı belirtilen bulunan belli bir bölgede bulunan veya yaşayan insan- hayvan veya bitki belli cinsel karakteristiği bulunan benmari ≡ birinde sıcak su öbüründe pişirilecek yemek bulunan çift kaplı mutfak aleti beraber bulunan betel fıstığında bulunan yağ beyanda bulunan beyanda bulunan kimse beynin ön tarafında bulunan bildirimde bulunan bildirimde bulunan kimse bileşimde bulunan bileşiminde su bulunan bir arada bulunan bir bağışta bulunan kişi bir cevher yatağında cevherle birlikte bulunan ancak ekonomik değeri olmayan madde bir dizide bulunan ilk şahıs bir işyerinin içinde bulunan ve sadece ona hizmet veren seyahat acentası bir kenti başka bir ülkede bulunan bir kentle kardeş kent ilan etme bir kentin deniz kıyısından bulunan bölümü bir kentin nehir vs kenarında bulunan bölümü bir mahalde bulunan bir suçtan dolayı ilk kez suçlu bulunan kişi bir suçtan mağdur olan ve aynı zamanda tanık durumunda bulunan kimse bir şehrin ya da okulun sınırları ya da duvarları içinde bulunan bir şirketin tasfiyesinde kâfi gelmiyen şirket sermayesine pay verme mükellefiyetinde bulunan herkes bir ülkede oturan veya bulunan şirket bir ülkenin iç kısmında bulunan bir yargıda bulunan veya tartışmayı çözen ya da ne yapılacağına karar veren kişi bir yerde bulunan insanları sayma bir yerde bulunan ve bariz olarak göze çarpan doğal veya yapay şey veya özellik bir yerde yerleşmiş bulunan birarada bulunan birçok bitki topluluklarında biraz bulunan türler birçok parçası bulunan birinde sıcak su öbüründe pişirilecek yemek bulunan çift kaplı mutfak aleti bitki hücrelerinde ve tek hücreli hayvanlarda bulunan ve çoğunlukla özel metabolizma çalışmasıyla görevli tanecikler bitki ve hayvan dokusunda bulunan enzim bitkide kotiledonun altında bulunan gövdecik kısmı bitkide kotiledonun üstünde bulunan gövdecik kısmı bitkilerde bulunan kristalli antiseptik fenol bitkilerde bulunan ve hidrolizle pentoz üreten bir polisakkarit boğumlanma noktası dişlerde bulunan bol bulunan bolca bulunan bozulan yiyecekte bulunan zehir böbrek üstünde bulunan böbreklerde bulunan böbrekte bulunan böbreküstünde bulunan böcek başında bulunan iç kitin bulaşıcı hastalığı bulunan bulunan alıcı ayrıntıları bulunan dosya bulunan dosyalar bulunan eşya bulunan iğne bulunan kategori sayısı bulunan kişilerin sayısı bulunan konular bulunan şey bulunan şey bulana aittir bulunan y eni taşıyıcı bulunan yemeği yemek bünyesinde bulunan büyük bir bütünün içinde bulunan büyük britanya ve irlanda ile kıyılarında bulunan bütün adalar büyük pencere ya da kapının yanında bulunan dar pencere caddenin her bir yanında bulunan dükkânlardan oluşan pazar cari yatırımlar ve bankada ya da elde bulunan nakit ciltte bulunan hastalık cinsel tacizde bulunan kimse cinsel tacizde bulunan kimseler civarında bulunan çaresi bulunan çaresi ya da tedavisi bulunan çarter piyasası (londra'da bulunan uluslararası) çekirdek bellekte bulunan bilgileri yok etmek veya kısmen silmek çeşitli eğlence tesisleri bulunan binalar dizisi çevrede bulunan çevrede bulunan ilginç şeyler çift halinde bulunan çok bulunan çok önemli bir mevkide bulunan kişi çok tavşan bulunan yer çoktan beri bulunan veya tutulan çölde genellikle bir su birikintisinin etrafında bulunan verimli arazi daha düşük sıcaklıkta bir iç bölmesi bulunan fırın daima silah altında bulunan ordu daire testeresi bulunan fabrika damar içinde bulunan dar para arzına vadeli mevduatların eklenmesiyle bulunan para arzı davetler için kullanılan ve bir salonla bağlantılı bulunan birden fazla sayıda odadan oluşan ünite deniz altında bulunan deniz dibinde bulunan gemi enkazı deniz seviyesinden yaklaşık ... metre yükseklikte bulunan denizaltında bulunan denizde bulunan birlikler denizde bulunan buz yığını denizde bulunan eleman denizde bulunan üniteler depoda hazır bulunan mal deri altında bulunan derin tekerlek izi bulunan derin tekerlek izi bulunan (yol) derinde bulunan devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan arazi dışkıda bulunan bir sterol diğer bir mahkemenin nezareti altında bulunan mahkemeler dik eğimli arazilerde bulunan azonal toprak diyatomda bulunan silika çeperi diz arkasında bulunan iki büyük kirişten biri diz arkasında bulunan kiriş doğada bulunan doğada yaygın bulunan bir mantar cinsi doğal bitki örtüsüyle birlikte bulunan tarım alanları doğal olarak bulunan ve yanardağ etkisiyle pişmiş ateş kili doğal olarak kuzey amerikada bulunan ve pirinçe benzeyen ot türü doğasında bulunan doğrudan deri yüzeyine açılan boşatma kanalı bulunan (salgı bezi) doğu kiliselerinde en kutsal yeri cemaatin bulunduğu yerden ayıran üç kapılı ve üstünde azizlerin resimleri bulunan kısım doğuda bulunan dölyatağında bulunan dükkân veya büro bulunmayan- yalnızca evler bulunan sokak düzmece iltica talebinde bulunan kişi eksen altında bulunan el altında bulunan el imzası bulunan elde bulunan elde bulunan kuvvet elde bulunan para elde hazır bulunan emanette bulunan en önde bulunan kuka en üstte bulunan toprak epigin׃ çiçek kısımları ovaryumdan yukarı bulunan eser halinde bulunan element eşeylik organları ayrı çiçeklerde bulunan et gibi çeşitli maddeler bulunan lezzetli bir pelte faaliyet halinde bulunan şirket fazlasıyla bulunan fesih ihbarında bulunan fiil ile 'to' arasında zarf vs ile bulunan mastar fona dahil bulunan varlık gagada bulunan gaz halinde bulunan gebelikte idrarda bulunan dişilik hormonu gebelikte idrarda bulunan hormon gecikmesinde sakınca bulunan hal gecikmesinde sakınca bulunan hallerde geç prekabriyen yaşlı avustralya'da bulunan bir ediakara fosili gemi bordalarında bulunan ve suların güverteden denize akmasını sağlayan delik gemilerin kıç tarafında bulunan alçak güverte gemiyi hafifletmek maksadiyle denize atılan ve su altında bulunan şey genel içinde her şey bulunan genellikle motor blokunda bulunan tüp yada kanal geniş para arzına mevduat bankalarındaki resmi mevduatla merkez bankasındaki mevduatın eklenmesiyle bulunan para arzı gereğinden çok yöneticisi bulunan geri dönüşü bulunan gerilim altında bulunan bölüm gıda ile temasta bulunan madde ve malzemeler gıda ile temasta bulunan madde ve malzemeleri üreten/satan işyeri gidilecek yerin yolu üzerinde bulunan ve kısa bir süre kalınan yer göbek kordununda bulunan mukozal bağdoku gökte bulunan göl kıyısında bulunan gölde bulunan göz çukuru üstünde bulunan gözlemle bulunan değer gulfe (sünnet derisi) girintilerinde bulunan yağlı ifrazat gümrük antreposunda bulunan mallar güneş sisteminde bulunan bir asteroid güneş sisteminde bulunan bir kuyruklu yıldız güneybatıda bulunan güneyde bulunan günümüze ulaşmış bulunan güzelavratotu kökünde atropinle bulunan bir atropin anhidriti haksız bulunan yasaya uymama haksız muamelede bulunan haksız talepte bulunan hatada bulunan kimse rızasını vermiş sayılmaz hava limanında polis ve gümrük bölümünün arkasında bulunan yolcu ve kargo tarafı havada bulunan havuz kenarlarında bulunan korkuluklar hayvan dokusunda bulunan oksitleyici enzim hayvan sahibinin idaresinde bulunan hayvanın tehlikeli mahiyetine vakıf olduğu hakkındaki ispat hayvansal ve bitkisel dokularda bulunan yağ asidi hazır bulunan hazinenin elinde bulunan bir mülkün mahkeme karariyle hakiki malike temliki hedef tahtası üzerinde bulunan mavi bölge hedef tahtası üzerinde bulunan siyah bölge hem taşınır hem de taşınmaz özellikleri bulunan mal hemen bitiminde bulunan hemen ötesinde bulunan hemoglobinde bulunan bir protein hep kötülük kehanetlerinde bulunan kimse her dizide altı yaprak bulunan her nevi muameleleri yapmağa salahiyetli bulunan vekil her yerde birden bulunan her yerde bulunan hısımla cinsel ilişkide bulunan hibede bulunan hindistanda bulunan bir çeşit iri leylek hububat ve tohumlarda bulunan temel yağ asitlerinden biri ırmak kıyısında bulunan ıstakoz/yengeç kabuklarında bulunan bir bileşik ia ta tarafından belirlenmiş ücretler dışında hesaplanarak bulunan ücretler iata tarafından belirlenmiş ücretler dışında hesaplanarak bulunan ücretler iç kulağın içinde bulunan sıvı iç kulakta bulunan sıvı içerde bulunan içeride bulunan içerisinde sıvı bulunan içinde alkol bulunan içkiler içinde altın bulunan içinde arı oğulu bulunan ağaç içinde az silis bulunan (kaya) içinde bakır bulunan içinde balık- kabuklu deniz ürünleri ve sebzeler bulunan ispanyol pilavı içinde bitüm bulunan içinde bol bulunan içinde bulunan içinde bulunan şartlar içinde çinko bulunan içinde çok binalar bulunan içinde demir tuzu bulunan içinde eğretilemeler bulunan içinde gaz bulunan şişlik içinde gümüş bulunan içinde hava bulunan içinde kalay bulunan içinde kil ve balçık bulunan içinde kişisel temizlik malzemeleri bulunan ve havayolu tarafından valizini kaybetmiş yolcuya ücretsiz verilen küçük çanta içinde küçük kilitli dolaplar bulunan soyunma odası içinde öteberi bulunan herhangi bir nesne içinde sıvı bulunan seröz zarla kapalı kese içinde sinir hücreleri bulunan gliyom içinde spor salonu, yüzme havuzu, sinema vb bulunan binalar grubu içinde tahıl taneleri ve kuru meyve bulunan kahvaltılık içinde tel ağı bulunan cam içinde tuvalet bulunan oda içinde yağ bulunan içinde yemek bulunan tencereyi içi su dolu başka bir tencere için koyarak yemeği ısıtma veya pişirme içte bulunan ihbarda bulunan banka ihraç edilmiş bulunan hisse senetleri ihraç edilmiş ve halen tedavülde bulunan iki adı bulunan iki kişilik bir odanın tek kişi tarafından kullanılması durumunda tur operatörüne o oda için verilmiş bulunan kişi başına fiyata eklenecek fark iki mıknatıslanma hali bulunan manyetik çekirdek iki sürücüsü bulunan iki şey arasında bulunan iki tarafında evler bulunan sokak iki taşıma rotasının arasında bulunan nokta ikiden çok tarafı bulunan ikonostas ≡ doğu kiliselerinde en kutsal yeri cemaatin bulunduğu yerden ayıran üç kapılı ve üstünde azizlerin resimleri bulunan kısım ileride bulunan iletişimde bulunan imler arasında bulunan İncil'de bulunan ingiliz kazası dışında bulunan bir kimseye tebliğ edilen dava arzuhalinin hülâsası ingiltere'de bulunan yabancının göstermesi lâzım gelen sadakat insanları kısa mesafeye taşıyan motorlu araç (havaalanındaki koridorlarda bulunan yürüyen kaldırım gibi) isa peygamber'in matthew 5-7'de kayıtlı bulunan ispanyada ulusal hükümetin işlettiği ve genellikle şato- manastır ya da diğer tarihi binalarda bulunan otel istekte bulunan işitilir frekanslar aralığı altında bulunan bir frekans iyi görüş için gerekli- karaciğer- sebze ve yumurtada bulunan vitamin kadınlarla veya erkeklerle para karşılığı cinsel ilişkide bulunan erkek kafanın arka kısmında bulunan kahve ve çayda bulunan uyarıcı madde kalenin duvarları dışında bulunan kalenin yedi metre önünde bulunan penaltı noktası kamunun elinde veya dolaşımda bulunan hisse senetleri kamunun elinde veya tedavülde bulunan hisse senetleri kan bağışında bulunan kimse kan bağışında bulunan kişi kanatlı sirinksinde bulunan çıkıntı kanda bulunan kanda bulunan bir tür asalak kurdun yol açtığı bir hastalık kanda bulunan şeker kapı üstünde bulunan karşı iddiada bulunan karşı karşıya bulunan karşılığında bir fon bulunan yedek karşılıklı bağışta bulunan karşılıklı iki köşede bulunan kas içinde bulunan içi sıvı dolu kesenin cerrahi olarak çıkarılması kas içinde bulunan içi sıvı dolu kesenin iltihaplanması kasada bulunan para kasdokusunda bulunan bir organik bileşim kaş üstünde bulunan katkıda bulunan katkıda bulunan kimse kavak türlerinin kabuk ve yapraklarında bulunan bir glikozid kayada bulunan siyah renkli cevher kayış ya da bağların üzerinde bulunan ve bunları gerdirmeye yarayan tokalar kemik iliğinde bulunan ve plazma hücresini oluşturan hücre kemikte bulunan boşluk kemikte bulunan boşluklar kenarda bulunan kendisinden talepte bulunan iki kişiden hakiki hak sahibi olanın tesbiti için bunlar arasında açılmasını istediği davâ kentte bulunan kese içinde bulunan ve kolesterol ihtiva eden selim bir tümör kıdemli subayların şapkasında bulunan altın bezeme kıta içinde bulunan buzul örtüsü kıyıda bulunan kıyıda bulunan tatil yeri kızıl yosunda bulunan klorofilli boya maddesi kimi klavyelerde bulunan ve başka bir tuşla aynı anda basıldığı zaman belirli bir işlevi yerine getiren tuş kimi uçak tiplerinde pilotun yan tarafında bulunan kumanda kolu kira müddetinin geçmesinden sonra da zilyetlikte bulunan kiracı kişide sağlık sigortası yaptırmadan önce bulunan hastalık kişinin elinde bulunan taşınır şey kocasının himayesi altında bulunan (kadın) kolayca bulunan kolayca bulunan mallar koltukaltında bulunan konsolide mali tablolar hazırlama yükümlülüğü bulunan bankalar konteynır içinde olmayan ya da palete yüklenip bağlanmamış bulunan kargo koridora çıkmadan doğrudan doğruya birbirine geçiş olanağı veren kapıları bulunan iki veya daha fazla sayıda oda kömür katmanında kırıklar boyunca bulunan eklemler köşede bulunan kulede bulunan kayak izi kumluk yerlerde bulunan pire kumpiresi ≡ kumluk yerlerde bulunan pire kuran'da bulunan kutsal kitapta bulunan kuzey ülkelerinde bulunan bir tür deniz ördeği kuzeydoğuda bulunan kuzeyinde bulunan lastiğin içinde bulunan sağlamlaştırılmış katlar limon tadında bir dolgusu ve üzerinde yumuşak beze bulunan bir tür pasta limonluk gibi cam altında alon ve altında kızışmış gübre kümesi bulunan toprak tarhı listede bulunan londra'da parlamento binasında bulunan saat lütufta bulunan maden cevheri bulunan malikin zilyetliğinde bulunan menkul şey malların üzerinde bulunan ve onların resmi standartlara uygun olduğunu gösteren işaret mecliste grubu bulunan parti lideri metinde bulunan meydana geldiği yerde bulunan meyvesi sapın ucunda bulunan molekülünde keton grubu bulunan şeker muayyen bir nevi muamele yapmağa selâhiyetli bulunan vekil mukabil iddiada bulunan mütemadiyen mahkemeye müracaat eden veya şikâyet ve itirazlarda bulunan kimse nadir bulunan hayvanlar nadir bulunan şey nadir bulunan tür namlusunda yiv ve set bulunan av silahları nehir havzasında bulunan nehir kenarında bulunan nehir kıyısında bulunan nekahet halinde bulunan nekahette bulunan hasta veya yaralı new york'un güneyinde bulunan ve eskiden katillerin uğrak yeri olan bir cadde normal yeri dışında bulunan doku kitlesinden (chorista) gelişen konjenital tümör okyanusta bulunan okyanusun en derin yerinde bulunan okyanusun ötesinde bulunan ortada bulunan ortada bulunan bölüm otel odasında bulunan ve telefon hattıyla ulaşılan- ücretini konuğun ödediği internet erişimi otomatik şerit hızarı bulunan fabrika oyunun suflörün elinde bulunan kopyası ölünün son ikametgahında bulunan vasiyeti tenfiz memuru ön kenarda bulunan soğutucu ön kısımda bulunan ön tarafta bulunan önde bulunan önde bulunan kısım övzeride bulunan kimse özveride bulunan para darlığı bulunan para darlığı bulunan (piyasa) para yardımında bulunan petrol bulunan pistil altındaki çiçekte bulunan pistte bulunan engel piyasada bulunan piyasada çok bulunan madde radyatöre alttan bağlı bulunan hortum radyatöre üstten bağlı bulunan hortum radyoaktivitesi bulunan malzeme rafta bulunan rahim dışında bulunan restoranda bir masa üzerine dikey olarak konan- her iki yüzünde bir yiyecek veya içecek reklamı bulunan kart retinada bulunan ve az ışıkta görmeyi sağlayan proteinli madde revolverin boyun kısmında tetiğin üstünde bulunan çerçeve vidası rezonans halinde bulunan ricada bulunan ricada bulunan kimse rüzgâr istikametinde bulunan pist kısmı safrada bulunan yeşil pigment sağ olunan sürece faaliyette bulunan tröst sahanın orta çizgisinin iki yanında bulunan bayrak sahilde bulunan salonda hazır bulunan doktor samanyolu dışında bulunan ya da dışından gelen santral sinir sisteminde bulunan gliyal hücreler savunma oyuncusunun savunduğu rakibi, daha elverişli bir yerde bulunan arkadaşına pas vermesini engellemek için uzaktan izlemesi sayfa kenarında bulunan sebebi olmadan tediyede bulunan kimsenin istirdat davası serbest dolaşım durumunda bulunan mallar serbest dolaşımda bulunan eşya seroza altında bulunan serumda bulunan bir protein servis atışı yapıldığı esnada önde bulunan üç oyuncu serzenişte bulunan sığ yerde bulunan sınırda bulunan sıranın sünunda bulunan kimse sinema- uçak- araba gibi yerlerde koltuk önünde bulunan ve oturan kişinin ayaklarını uzatabileceği alan sinir kılıfında bulunan keratin sol tarafta bulunan solda bulunan sonda bulunan spodik horizonlarının üst kısmında demir bulunan aküodlar stokta bulunan su altında bulunan su kenarında bulunan

1: 2 ms