Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 3636boşaltmak = drene etmek [öz Türkçe - eski terim]
boşaltmak = tahliye etmek [öz Türkçe - eski terim]
BOŞALTMAK = (boşaltmak nedir; boşaltmak ne demek; boşaltmak İngilizcesi) 1. Boş duruma getirmek: «Bu durum, ister istemez evi doldurup boşaltanlarda da kısıntı yapmamızı gerektiriyordu.» -A. Ağaoğlu. 2. (-i, -e) Dökmek, boca etmek: «Tavşankanı çayı ince belli çay bardağına boşalttı.» -H. Taner. 3. (nsz) Bir silahta ne kadar mermi varsa hepsini arka arkaya patlatmak: «Yayla devriyesi bizden yardım istemek için havaya silah boşaltmış.» -H. R. Gürpınar. 4. Kusmak. 5. Gevşetmek, açmak: «İbrahim Ağa atın kolanlarını boşaltırken, kendini bir iş yapmış sayar.» -M. Ş. Esendal.
boşaltmak = tahliye etmek [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words