• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

bozulmak

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 952

ana / fiil

deyim / idiom – electricity

eylem / verb – biology

fiil / verb

iş dünyası

bozulmak = arıza yapmak [öz Türkçe - eski terim]

bozulmak = deforme olmak [öz Türkçe - eski terim]

bozulmak = dejenere olmak [öz Türkçe - eski terim]

BOZULMAK = (bozulmak nedir; bozulmak ne demek; bozulmak İngilizcesi) 1. Bozma işine konu olmak: «Pazarlık bozulur, nişan bozulur, makine bozulur, mal bozulur.» -B. Felek. 2. Yiyecek kokmak, yenilemeyecek duruma gelmek, ekşimek: Et bozulmuş. 3. Dağılmak, bozguna uğramak: «Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez'den geçiyordu.» -Ö. Seyfettin. 4. Taşıt arızalanmak. 5. mec. İyi ve değerli niteliğini yitirmek. 6. mec. Bir şeye kızmak, içerlemek: «Karısının bu ikinci ihtarı ile biraz bozulan adam salıncaktan atladı.» -O. C. Kaygılı. 7. mec. Sağlığını yitirip zayıflamak.

BOZULMAK = (bozulmak nedir; bozulmak ne demek; bozulmak İngilizcesi) Kızlığı giderilmek.

BOZULMAK = (bozulmak nedir; bozulmak ne demek; bozulmak İngilizcesi) Ürün alınan tarla tekrar sürülmek.

bozulmak = halel gelmek [Türkçe - Osmanlıca]

bozulmak = haleldâr olmak [Türkçe - Osmanlıca]

bozulmak = harâb olmak [Türkçe - Osmanlıca]

bozulmak = ibtâl edilmek [Türkçe - Osmanlıca]

bozulmak = ihlâl edilmek [Türkçe - Osmanlıca]

bozulmak = mütezelzil olmak [Türkçe - Osmanlıca]

bozulmak = rahnedar olmak [Türkçe - Osmanlıca]

bozulmak = tahrîb edilmek [Türkçe - Osmanlıca]

bozulmak = tebâh olmak [Türkçe - Osmanlıca]

ilgili sözler / related words

1: 0 ms