Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 2007bozuk = arızalı [öz Türkçe - eski terim]
bozuk = defektif [öz Türkçe - eski terim]
bozuk = dejenere [öz Türkçe - eski terim]
bozuk = dis- [öz Türkçe - eski terim]
BOZUK = (bozuk nedir; bozuk ne demek; bozuk İngilizcesi) 1. Bakire olmayan kız. 2. Kötü kadın.
BOZUK = (bozuk nedir; bozuk ne demek; bozuk İngilizcesi) 1. Biçimsel ve dilsel yanlışlıkları bulunan (anlatım). 2. Halk yazınında bağlamadan biraz büyük, meydan sazından küçük, en çoğu üçer üçer çekilmiş dokuz telli bir saz.
BOZUK = (bozuk nedir; bozuk ne demek; bozuk İngilizcesi) 1. Ekini biçilip alınmış tarla. 2. Ekin kaldırma, ürün alma zamanı, sonbahar.
BOZUK = (bozuk nedir; bozuk ne demek; bozuk İngilizcesi) a. 1. Madenî para, bozuk para: «Hiç olmazsa birkaç kuruş bozuk ver!» -M. Ş. Esendal. 2. sf. Bozulmuş olan: «Daracık ve bozuk kaldırımlardan çamurlu sular akıyordu.» -T. Buğra. 3. sf. Görevini yapamaz duruma gelmiş (organ): «Ağzındaki birkaç bozuk dişten şüphe ettim.» -R. N. Güntekin. 4. sf. mec. Kötümser, gergin, huzursuz, karışık: «Bozgun sırasında Ankara'da meclisin havası pek bozuktu.» -F. R. Atay. 5. sf. mec. Kızgın, sıkıntılı: «Süleyman'ı adada yüzü o kadar bozuk ve korkunç buldu ki.» -H. E. Adıvar.
BOZUK = (bozuk nedir; bozuk ne demek; bozuk İngilizcesi) a. müz. Türk halk müziğinde, bağlamadan biraz büyük ve meydan sazından küçük dokuz telli bir saz.
BOZUK = (bozuk nedir; bozuk ne demek; bozuk İngilizcesi) Armut.
BOZUK = (bozuk nedir; bozuk ne demek; bozuk İngilizcesi) Bağlamanın bir çeşidi.
BOZUK = (bozuk nedir; bozuk ne demek; bozuk İngilizcesi) Bozulmaya uğramış olan.
BOZUK = (bozuk nedir; bozuk ne demek; bozuk İngilizcesi) Ekin ya da ürün kalktıktan sonraki tarla.
BOZUK = (bozuk nedir; bozuk ne demek; bozuk İngilizcesi) Eski tip av tüfeği.
BOZUK = (bozuk nedir; bozuk ne demek; bozuk İngilizcesi) Tanburaya benzer bir çeşit saz.
BOZUK = (bozuk nedir; bozuk ne demek; bozuk İngilizcesi) Uzun hava.
bozuk = fâsid [Türkçe - Osmanlıca]
bozuk = haleldâr [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words