İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 5044 BLANK = [blenk] adjective
yazısız, boş * eşanlamlı : empty, unfilled, unmarked, plain * karşıtanlamlı : filled
İngilizce örnek : I need a blank sheet of paper.
Türkçe çevirisi : Boş bir kâğıt yaprağına ihtiyacım var.
2 anlamsız, boş * eşanlamlı : expressionless, deadpan, uninterested, indifferent * karşıtanlamlı : animated, alert
İngilizce örnek : When he came to after the shock, he just looked blank.
Türkçe çevirisi : Şokdan sonra kendine geldiğinde yüz ifadesi bomboş görünüyordu.
¤ noun
1 boş yer * eşanlamlı : vacancy, space
İngilizce örnek : Fill in the blanks on the form.
Türkçe çevirisi : Formdaki boşlukları doldurunuz.
2 boşluk * eşanlamlı : gap
* blank cartridge = kurusıkı kurşun
* blank cheque = açık çek
İngilizce örnek : Her husband gave her a blank cheque for her birthday.
Türkçe çevirisi : Doğum günü için kocası ona açık bir çek verdi.
* blank verse = serbest nazım, uyaksız şiir
ilgili sözler / related words