Türkçe - İngilizce
birleşmek = inkorpore olmak [öz Türkçe - eski terim]
birleşmek = ittifak etmek [öz Türkçe - eski terim]
birleşmek = ittihat etmek [öz Türkçe - eski terim]
birleşmek = konjuge olmak [öz Türkçe - eski terim]
BİRLEŞMEK = (birleşmek nedir; birleşmek ne demek; birleşmek İngilizcesi) 1. Ayrıyken tek bir bütün durumuna gelmek: «Ufuklar birleşince ezilecek bizleriz / Biz de çöl ortasında kuruyan denizleriz» -F. N. Çamlıbel. 2. Buluşmak, bir araya gelmek: «Bazen ikisi, üçü birleşince ne ateşli münakaşalara dalıyorlar.» -A. Ş. Hisar. 3. Uyuşmak, aynı görüşte olmak. 4. Aynı amaç çevresinde toplanmak: «Birleşerek o meymenetsiz heriflerin kahrından kurtulduk.» -Halikarnas Balıkçısı. 5. (-le) Cinsel ilişkide bulunmak. 6. kim. Kaynaşmak.
ilgili sözler / related words