• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

beraber

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 847

deyim / idiom

beraber = birge [eski terim - öz Türkçe]

beraber = birlikte [eski terim - öz Türkçe]

BERABER = (beraber nedir; beraber ne demek; beraber İngilizcesi) 1. Birlikte, bir arada: «Hayata beraber başladığımız / Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir» - C. S. Tarancı. 2. -e rağmen, -e karşın: «O günkü birdirbirler, köşe kapmacalar, esir almacalar çocukça olmakla beraber herhâlde daha erkekçeydi.» - N. Asya. 3. sf. Aynı düzeyde: «Bina taş, merdiveni yok, toprakla beraber.» - Rasim.

beraber = behem [Türkçe - Osmanlıca]

ilgili sözler / related words

-makla beraber -mekle beraber anca beraber kanca beraber anca beraber kanca beraber olmak at başı beraber at başı beraber gitmek at başı beraber olmak atbaşı beraber gitmek aynı anda ve beraber aynı anda ve beraber çalışır duruna getirme başımla beraber başkalarıyla beraber olmayı seven benzer renklerle beraber yıkayınız beraber akan beraber akma beraber bulunan beraber bulunma beraber büyüme beraber cevap vermek beraber çalışan beraber çalışan iki at veya katır beraber çalışma beraber çalışmak beraber değişim beraber dolaştırmak beraber düşüp kalkmak beraber ezme yöntemi beraber gelmek beraber gezmek beraber gitmek beraber götürmek beraber hareket etmek beraber işaretleme beraber işleme beraber iştirak etmek beraber kalmak beraber keşfetmek beraber olmak beraber paket yapmak beraber satın alma beraber sıkışmak beraber tahavvül metodu beraber tahavvüller beraber vakit geçirmek beraber var olma beraber yaşama beraber yaşamak beraber yaşamak (nikâhsız) beraber yürümek bir taşıt içinde beraber yolculuk eden birini sandalye ile beraber omuzlarda taşımak birisile beraber olmak birisiyle beraber gülmek birisiyle beraber iken korkmak birisiyle beraber iştirak eft böyle olmakla beraber bununla beraber burkulma sonucunda bir kemik parçasıyla beraber veterin kemikten kopması çayı beraber içmek dava masrafları ile beraber denizde, rüzgarla beraber meydana gelen kabarma eğlence yerlerinde arkadaşlarla beraber geçirilen bir gece ehemmiyeti olmamakla beraber ekipmanı ile beraber sondaj makinesi esas olarak gidisdönüş niteliğinde olmakla beraber faizle beraber anaparanın tümü baliğ olmak göbekleri beraber kesilmek hastayla beraber tedavi süresince siz mi kalacaksınız? hep beraber hepsi beraber her zaman beraber olmak herkesin beraber okuduğu dua hukuken malik olmamakla beraber bir mülk veya mamelekten malik gibi faydalanan kimse hukuken malik olmamakla beraber bir mülk veya mamelekten malik gibi faydalanan kimsenin haiz olduğu hak ve menfaatler hukuken mülkiyet olmamakla beraber bir mülk veya mamelekten mülkiyet gibi faydalanma imkânım veren hukuki durum hukuken mülkiyet olmamakla beraber bir mülk veya mamelekten mülkiyeti gibi faydalanma imkânını veren hukuki durum ısı ve radyoterapinin beraber uygulanması iki seviyenin beraber kıvrılması ile beraber ile beraber gitmek ile beraber para yatırmak köküyle beraber çıkarmak mahkeme masrafları ile beraber makla beraber olmakla beraber önemi olmamakla beraber özel hukuk hükümlerine tabi olmakla beraber sermayesinin %50den fazlası kamuya ait kuruluşlar patates ve sebzelerin beraber kızartılması rüzgârla beraber akan med seninle beraber olmak hoşuma gidiyoyr su seviyesi ile beraber yaklaşan seçimlerle beraber yarışta at başı beraber yarışta at başı beraber olmak yerle beraber yısa beraber

1: 0 ms