İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 2242 BEARING = ['beıring] noun
1 bedenin duruşu, duruş biçimi * eşanlamlı : posture, manner, attitude, posture, behaviour
2 ilgi, ilişki, bağıntı * eşanlamlı : connection, relation
İngilizce örnek : What you say may be true, but it has no bearing on our topic.
Türkçe çevirisi : Söylediğin şey doğru olabilir, ama konumuzla ilgisi yok.
3 taşıma, dayanma
4 yön * eşanlamlı : direction, course, position
İngilizce örnek : The sight of that minaret enabled him to get his bearings.
Türkçe çevirisi : Minarenin görüntüsü yönünü bulmasına yardımcı oldu.
5 mil yatağı
İngilizce örnek : The oil lubricates the bearing.
Türkçe çevirisi : Yağ, mil yatağını yağlar.
İngilizce örnek : Friction causes the bearings to become heated.
Türkçe çevirisi : Sürtünme yatakların ısınmasına yol açar.
ilgili sözler / related words