Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 5510BAŞAK = (başak nedir; başak ne demek; başak İngilizcesi) 1. Arpa, buğday, yulaf vb. ekinlerin tanelerini taşıyan kılçıklı başı: «Toprak üstünde ne tütün fidanı ne buğday başağı bırakmışlar.» -A. Ş. Hisar. 2. hlk. Tarlalarda, bağlarda dökülmüş veya tek tük kalmış olan ürün.
BAŞAK = (başak nedir; başak ne demek; başak İngilizcesi) 1. Tahıl ve meyveleri devşirdikten sonra geriye kalan döküntüler: Zavallı ihtiyar kadın, ömrünü başak toplamakla geçirir. 2. Sigara izmariti: Tütün alacak parası yok ki başak toplayıp içiyor.
BAŞAK = (başak nedir; başak ne demek; başak İngilizcesi) Ana eksen üzerindeki çiçekleri sapsız olan çiçek durumu. Spika.
BAŞAK = (başak nedir; başak ne demek; başak İngilizcesi) Bir takımyıldızın ve bir burcun adı; Başak takımyıldızı, Başak burcu.
BAŞAK = (başak nedir; başak ne demek; başak İngilizcesi) Demren, okun ucundaki sivri demir.
BAŞAK = (başak nedir; başak ne demek; başak İngilizcesi) gökb. Zodyak üzerinde Aslan ile Terazi arasında bulunan takımyıldızın adı.
BAŞAK = (başak nedir; başak ne demek; başak İngilizcesi) Mahsûl devşirildikten sonra dal ve sap üzerinde kalmış olan artıklar.
başak = hûşe [Türkçe - Osmanlıca]
başak = sünbüle [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words