Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 689bağlı = endeksli [öz Türkçe - eski terim]
bağlı = mensup [öz Türkçe - eski terim]
bağlı = mukayyet [öz Türkçe - eski terim]
bağlı = mülhak [öz Türkçe - eski terim]
bağlı = sadık [öz Türkçe - eski terim]
BAĞLI = (bağlı nedir; bağlı ne demek; bağlı İngilizcesi) 1. Bir bağ ile tutturulmuş olan: «Günlerden beri bağlı duran demir, sert bir hırıltıyla denize daldı.» -Halikarnas Balıkçısı. 2. Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste: «Ekinlerin gürleşmesi yağmura bağlıdır, Sevincimiz üzüntümüz / Hep sana bağlı» -B. Necatigil. 3. Sınırlanmış, sınırlı: Tüzüğe bağlı bir işlem. 4. Kapatılmış olan, kapalı: Bağlı geçit. 5. Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan: Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun bağlı kuruluşlarını ziyaret ettim. 6. mec. Bir kimseye, bir düşünceye, bir hatıraya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sadık, tutkun: Çocuklarına bağlı ana. 7. hlk. Halk inanışına göre, büyü etkisiyle cinsel güçten yoksun edilmiş (erkek).
BAĞLI = (bağlı nedir; bağlı ne demek; bağlı İngilizcesi) 1. Kapalı. 2. Erkekliği bağlanmış olan.
BAĞLI = (bağlı nedir; bağlı ne demek; bağlı İngilizcesi) Büyülü, erkeğin büyülenerek cinsî bakımdan iktidarsız olması.
BAĞLI = (bağlı nedir; bağlı ne demek; bağlı İngilizcesi) İki parçanın, aracın vb. birbirine eklenmiş olma durumu.
BAĞLI = (bağlı nedir; bağlı ne demek; bağlı İngilizcesi) mülzem.
bağlı = mensûb [Türkçe - Osmanlıca]
bağlı = menût [Türkçe - Osmanlıca]
bağlı = merbut [Türkçe - Osmanlıca]
bağlı = müftekir [Türkçe - Osmanlıca]
bağlı = mukayyed [Türkçe - Osmanlıca]
bağlı = mütevakkıf [Türkçe - Osmanlıca]
bağlı = vâbeste [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words