Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 1015bağlanmak = angaje olmak [öz Türkçe - eski terim]
bağlanmak = intisap etmek [öz Türkçe - eski terim]
bağlanmak = konjuge olmak [öz Türkçe - eski terim]
BAĞLANMAK = (bağlanmak nedir; bağlanmak ne demek; bağlanmak İngilizcesi) 1. Bağlama işine konu olmak: «Ceviz ağacının bir dalına bağlanmış salıncak, hafif hafif kıpırdanıyordu.» -O. Pamuk. 2. Sevmek, içten bağlı olmak: «Ona bağlandığım kadar / Hiçbirine bağlanmadım / Sade kadın değil, insan» -O. V. Kanık. 3. Yalnızca belli bir işle uğraşmak. 4. (nsz) Bir şey bir kimseye ayrılmak, tahsis edilmek: «Gülseren Abla yiğit kadın, Yıldırım'ın ölümünden sonra, bağlanan emekli maaşını kabul etmedi.» -A. Ümit. 5. Sözle veya yazılı olarak bir şeye bağlanmak, angaje olmak. 6. (nsz) mec. Beklenen şey elde edilmez olmak.
BAĞLANMAK = (bağlanmak nedir; bağlanmak ne demek; bağlanmak İngilizcesi) 1. Kapanmak. 2. Kuşanmak. 3. Şekil verilmek, sonuçlandırılmak.
BAĞLANMAK = (bağlanmak nedir; bağlanmak ne demek; bağlanmak İngilizcesi) Alay etmek, takılmak, eğlenmek: Bağlananı kimse sevmez.
BAĞLANMAK = (bağlanmak nedir; bağlanmak ne demek; bağlanmak İngilizcesi) Zifaf gecesi iktidarsız olmak.
bağlanmak = bend olmak [Türkçe - Osmanlıca]
bağlanmak = rabt edilmek [Türkçe - Osmanlıca]
bağlanmak = rabt olunmak [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words