Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 646basmak = istila etmek [öz Türkçe - eski terim]
basmak = tab etmek [öz Türkçe - eski terim]
BASMAK = (basmak nedir; basmak ne demek; basmak İngilizcesi) 1. Altetmek, yenmek. 2. Bastırmak, kapatmak. 3. Teskin etmek. 4. Üstüne oturmak, altına almak. 5. Atmak, savurmak, yağdırmak. 6. Kaplamak, bürümek. 7. Koyup bastırmak.
BASMAK = (basmak nedir; basmak ne demek; basmak İngilizcesi) 1. Cinsî münasebette bulunmak. 2. Kümes hayvanları, kuşlar, hayvanlar çiftleşmek: Tanası anasını basmaya başladı.
BASMAK = (basmak nedir; basmak ne demek; basmak İngilizcesi) 1. Vücudun ağırlığını verecek bir biçimde ayak tabanını bir yere veya bir şeyin üzerine koymak: «Bastığın yerlerde güller açtı, sarıldı ayaklarına.» -C. Külebi. 2. Küçük çocuklar ayakta durabilmek. 3. Bir şeyi, üzerine kuvvet vererek itmek: «Motor çalıştıktan sonra debriyaja basarsınız.» -H. E. Adıvar. 4. (-i, -e) Sıkıştırarak yerleştirmek: Peyniri küpe basmak. 5. (-i) Bası işi yapmak, tabetmek. 6. (-i, nsz) Örtmek, bürümek, kaplamak: «Yollarını ot basmış, çamları yükselip saçaklarına el atmış olan bu büyük köşk.» -M. Ş. Esendal. 7. (-i, -e) Bir şey üzerinde kalıp, mühür vb.yle iz yapmak: «Şuraya başparmağını bas, dediler, ben de bastım.» -S. F. Abasıyanık. 8. (-i) Baskın yapmak: «Ölen kızın intikamını almak için köyü basıp yakmış.» -E. İ. Benice. 9. Bir kimse bir yaşa girmek: «On dokuz yaşına yeni basmış, ürkek ve utangaç bir kızdım.» -A. Erhat. 10. (-i, nsz) Duman, sis vb. çevreyi kaplamak, çökmek: «Şehri akşamüstü sis basmıştı.» -S. F. Abasıyanık. 11. (-i, nsz) Basınç yaparak sıvı ve gazları itmek: Pompa bozulmuş, suyu basmıyor. Otomobilin lastiğine hava basmak. 12. (nsz) Kümes hayvanları kuluçkaya yatmak. 13. (-i) Uygunsuz vaziyette yakalamak. 14. (nsz) mec. Bir şeyin etkisinde kalıp eziklik, üzüntü ve ağırlık duymak: «Yüreğinin acısını duyuyordu. Sıkıntı basmış, terlemeye başlamıştı. İzin istedi.» -Y. Z. Bahadınlı.
BASMAK = (basmak nedir; basmak ne demek; basmak İngilizcesi) Bilmeden konuya değinmek.
BASMAK = (basmak nedir; basmak ne demek; basmak İngilizcesi) Çoğaltılması gereken bir yazı yapıtını basım yoluyla çoğaltmak.
BASMAK = (basmak nedir; basmak ne demek; basmak İngilizcesi) Evlenmek niyetiyle bir kızı alıp kaçırmak.
BASMAK = (basmak nedir; basmak ne demek; basmak İngilizcesi) Kümes hayvanları kuluçkaya yatmak.
BASMAK = (basmak nedir; basmak ne demek; basmak İngilizcesi) Oyunda yenmek.
BASMAK = (basmak nedir; basmak ne demek; basmak İngilizcesi) Sinema Basım işini gerçekleştirmek.
basmak = tab' etmek [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words