• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

bargain

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 8003

politika

BARGAIN = ['ba: gin] noun
1 pazarlık, anlaşma * eşanlamlı : agreement, arrangement, deal, contract
İngilizce örnek : I paid 35 liras for these jeans after a long bargain.
Türkçe çevirisi : Uzun bir pazarlıktan sonra bu blucine 35 lira verdim.
2 kelepir, ucuz şey
İngilizce örnek : My wife is good spotting bargains.
Türkçe çevirisi : Karım kelepir yakalamakta iyidir.
¤ verb
pazarlık etmek * eşanlamlı : barter, deal, trade, contract, pledge
İngilizce örnek : In most shops the prices are fixed, and we cannot bargain.
Türkçe çevirisi : Çoğu dükkânda fiyatlar sabittir, ve pazarlık yapamayız.
* bargain for = hesaba katmak, beklemek
İngilizce örnek : I'm doing more work than I bargained for.
Türkçe çevirisi : Beklediğimden daha çok iş yapıyorum.
* drive a hard bargain = sıkı pazarlık etmek
* into the bargain = üstelik, ayrıca

ilgili sözler / related words

1: 0 ms