• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

bail

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 13437

kimya

BAIL = [beyl] noun
kefalet, kefalet ücreti
İngilizce örnek : He was released on bail on condition that he stopped harassing his exwife.
Türkçe çevirisi : Eski karısını taciz etmemesi koşuluyla kefaletle tahliye edildi.
İngilizce örnek : His trial is fixed for next week, but he's been allowed out on bail.
Türkçe çevirisi : Duruşması önümüzdeki haftaya, ama kefaletle serbest bırakıldı.
İngilizce örnek : The police will keep him in a cell until someone comes to pay his bail.
Türkçe çevirisi : Birisi gelip de kefaletini ödeyene kadar polis onu hücrede tutacak.

BAIL = (bail nedir; bail Türkçesi) Tutuklunun, muhakeme edileceği duruşma gününe kadar cezaevinden tahliye edilmesinin veya hapsedilmemesinin karşılığı ve duruşmada hazır bulunmasının teminatı olarak ödenen parasal bedel. Kefalet.

ilgili sözler / related words

1: 7 ms