• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

ağırlaşmak

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 4927

sosyal güvenlik

AĞIRLAŞMAK = (ağırlaşmak nedir; ağırlaşmak ne demek; ağırlaşmak İngilizcesi) 1. Ağır duruma gelmek. 2. Sıkıcı ve bunaltıcı bir durum almak. 3. Gökyüzü bulutlu ve karanlık, iç karartıcı bir hâl almak: «Büsbütün ağırlaşmış bir hava içinde nerelerden geçtiğimizi artık fark etmiyorduk.» -R. N. Güntekin. 4. Yavaşlamak: «Artık yavaş yavaş göçüyor, boyu kısalıyor, teni sararıyor, hareketleri ağırlaşıyordu.» -A. Ş. Hisar. 5. Gebe kadın doğurması yaklaşmak. 6. Yiyecek bozulmaya yüz tutmak: Bu et yarına kalırsa ağırlaşır. 7. Organ görevini yapamaz duruma gelmek. 8. mec. Ağırbaşlı olmak. 9. mec. Güçleşmek, zorlaşmak: Geçim şartları ağırlaştı. 10. mec. Hasta tehlikeli duruma gelmek, fenalaşmak.

AĞIRLAŞMAK = (ağırlaşmak nedir; ağırlaşmak ne demek; ağırlaşmak İngilizcesi) Yemek bozulmak.

ilgili sözler / related words

1: 0 ms