• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

ayırt

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 3475

ayırt = fark [öz Türkçe - eski terim]

ayırt = vasıf [öz Türkçe - eski terim]

AYIRT = (ayırt nedir; ayırt ne demek; ayırt İngilizcesi) 1. bk. ayırdım. 2. Kıyı, çizgi, sınır: Yolun ayırdında beni bekle.

AYIRT = (ayırt nedir; ayırt ne demek; ayırt İngilizcesi) Fark: «Ününün, sinemamıza getirdiği özel duyarlığın ayırdında bile değildi.» -S. İleri.

AYIRT = (ayırt nedir; ayırt ne demek; ayırt İngilizcesi) Hastayı iyileştireceği ya da öldüreceği inancıyla yedirilen yiyecekler.

AYIRT = (ayırt nedir; ayırt ne demek; ayırt İngilizcesi) Süzgeç, kevgir.

AYIRT = (ayırt nedir; ayırt ne demek; ayırt İngilizcesi) Yol ya da su yollarının birleştiği yer, ayrım.

ilgili sözler / related words

akiz ayırt edicilik ancak ayırt edilebilir ayrım ayırt edememe ayırt edememek ayırt edemeyen ayırt eden ayırt ederek ayırt edici ayırt edici aşınma ayırt edici dağılma ayırt edici devre-kesici ayırt edici fonksiyon ayırt edici fonksiyonel ayırt edici işaret ayırt edici işlev ayırt edici işlevli ayırt edici izerge ayırt edici korozyon ayırt edici koruyucusistem ayırt edici kök ayırt edici nitelik ayırt edici olmayan ayırt edici öğrenme ayırt edici özellik ayırt edici seçici ayırt edici selektör ayırt edici uyaran ayırt edici uyarıcı ayırt edici uydu santral ayırt edici vasıf ayırt edici zil ayırt edilebilime gücü ayırt edilebilir ayırt edilebilir en küçük ayrım ayırt edilebilir minimum sinyal ayırt edilebilirlik ayırt edilemeyecek kadar benzeyen ayırt edilemeyen ayırt edilemez ayırt edilemez bir biçimde ayırt edilemez en küçük ayrım ayırt edilemezlerin özdeşliği ayırt edilemezlik ayırt edilme özelliği ayırt edilmek ayırt edilmemiş ayırt edilmez ayırt edilmiş ayırt edim ayırt etme ayırt etme ağı ayırt etme deneyi ayırt etme genişliği ayırt etme göstergesi ayırt etme gücü ayırt etme inceliği ayırt etme sınırı ayırt etme tepkisi ayırt etme testi ayırt etme yetisi ayırt etme zamanı ayırt etmek ayırt etmemek ayırt etmesi zor ayırt etmeyi öğrenme birbirinden ayırt edilemeyecek derecede birbirinden ayırt etmek birini diğerinden ayırt edemiyorum çıplak gözle ayırt edilebilir edinilmiş ayırt edicilik edinsel ayırt edicilik enfekte hayvanların aşılı hayvanlardan ayırt edilmesi yöntemi farkı ayırt edemeyen farkları ayırt eden farklı renk tonlarını ayırt edememe farksal ayırt edici göze ayırt etme gözle molik epipedondan ayırt edilemeyen yüzey horizonu ile ayırt edilmek işitsel ayırt etme iyi ve kötüyü ayırt edebilme yaşı iyiyi kötüden ayırt etmek kapağına bakarak kitabı ayırt edemezsin kazanılmış ayırt edicilik makine ile ayırt etme notaları ayırt edemeyen örüntü ayırt etme renkleri iyi ayırt ederim ses perdelerini ayırt edememem sesleri çok iyi ayırt edebilmek sonradan kazanılan ayırt edicilik sözcük ayırt etme yuvarlatılmış ayırt yüzde duygu tanıma ve ayırt etme

1: 1 ms