Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 3538aykırı = yadırgı düşmek [eski terim - öz Türkçe]
aykırı = anormal [öz Türkçe - eski terim]
aykırı = diskordans [öz Türkçe - eski terim]
aykırı = eksantrik [öz Türkçe - eski terim]
aykırı = hilaf [öz Türkçe - eski terim]
aykırı = kontra [öz Türkçe - eski terim]
aykırı = mugayir [öz Türkçe - eski terim]
aykırı = muhalif [öz Türkçe - eski terim]
aykırı = paradoks [öz Türkçe - eski terim]
aykırı = zıt [öz Türkçe - eski terim]
AYKIRI = (aykırı nedir; aykırı ne demek; aykırı İngilizcesi) 1. Alışılmışa, doğru olarak kabul edilmişe uygun olmayan, karşıt, ters, mugayir: «Gene de anlamın ne olduğunu çepeçevre bilmiyoruz dersem gerçeğe aykırı bir şey demiş olmam.» -N. Uygur. 2. Çapraz, ters. 3. Toplumda görüş ve yaşayış biçimiyle uçlarda bulunan (kimse), marjinal. 4. mec. Gidilen yol üzerinde olmayıp gidiş yönüne ters düşen: «Burası Ankara'ya iki günöte, ana yollardan aykırı küçük bir kasabaydı.» -R. H. Karay. 5. mat. Bütün noktaları aynı düzlemde bulunmayan.
AYKIRI = (aykırı nedir; aykırı ne demek; aykırı İngilizcesi) 1. Yamaç, yan. 2. Şehlâ. 3. Karşı. 4. Düz yol, kestirme yol.
AYKIRI = (aykırı nedir; aykırı ne demek; aykırı İngilizcesi) Kağnılarda önden arkaya doğru uzatılan sırık.
AYKIRI = (aykırı nedir; aykırı ne demek; aykırı İngilizcesi) Ses ve şekil bilgisi bakımından dilin genel kuralları dışında kalan, istisna oluşturan. Türkçede aitlik eki +ki'nin kurala aykırı olarak kalın sıradan ünlü taşıyan kelimelerle de hep ince, (-l)yor / (-U)yor şimdiki zaman kipi ekinin ince sıradan kelimelere de hep kalın gelişi gibi: arkada+ki, okulda+ki, onun+ki, sokakta+ki; bil-i-yor, gör-ü-yor, ver-i-yor vb.
aykırı = hilâf [Türkçe - Osmanlıca]
aykırı = mugayir [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words