• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

ayakta

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 2023

eczacılık

ayakta = ortostatik [öz Türkçe - eski terim]

AYAKTA = (ayakta nedir; ayakta ne demek; ayakta İngilizcesi) 1. Ayağa kalkmış durumda: «Kahvelerimizi ayakta içtik.» -A. Gündüz. 2. mec. Telaşlı, heyecanlı bir biçimde.

ayakta = berpâ [Türkçe - Osmanlıca]

ayakta = kâim [Türkçe - Osmanlıca]

ilgili sözler / related words

ayakta alkış ayakta atış ayakta atış pozisyonu ayakta bakım ayakta beklemek ayakta bir tek atmak ayakta çalışan işçilerin tümü ayakta dikilip beklemek ayakta dinlenilen konser ayakta dinleti ayakta durabilmek ayakta duracak gücü kalmamak ayakta duracak hali kalmamak ayakta duracak halim yok ayakta duracak yer ayakta duramama ayakta duramama fobisi ayakta duramama ürküsü ayakta duramayacak kadar sarhoş olmak ayakta duramayacak kadar yorgun ayakta duramayan ayakta duramaz halde ayakta duran ayakta durarak izlenen konser ayakta durma ayakta durma veya yürüme gücünü kazanmak ayakta durma yeri ayakta durmak ayakta durmayan ayakta durulmaz ayakta duruş ayakta geçen ayakta güreş ayakta güreşmek ayakta hasta eczacısı ayakta heykel ayakta kalabilir ayakta kalan kimse ayakta kalan kişi ayakta kalan şey ayakta kalmak ayakta mahmuzlu kanca ayakta nişan vaziyeti ayakta olmak ayakta savunma ayakta seyir yeri ayakta sıçrayış ayakta sımsıkı durmak ayakta tedavi ayakta tedavi edilen ayakta tedavi edilen hasta ayakta tedavi gören ayakta tedavi gören hasta ayakta tedavi gören yaralı ayakta tedavi kliniği ayakta terazi, planör ayakta ters terazi, ters planör ayakta tutma ayakta tutmak ayakta uyuma ayakta uyumak ayakta uyuyan ayakta uyuyan kimse ayakta ürün ayakta verilen start ayakta yapılan ayakta yapılan alkışlama ayakta yapılan teknikler ayakta yemeli büfe ayakta yenen bir havaalanında olduğu gibi, insanların ayakta durarak olup biteni izleyebilecekleri bir yer birini ayakta tutmak (bir şey) birlikte ayakta dururuz, bölünürsek düşeriz bitkin ayakta duramayacak kadar yorgun boş çuval ayakta (dik) durmaz boş çuval ayakta durmaz bölünmüş ev ayakta duramaz bugün halen ayakta dimdik ayakta durmak düzeni olmayan ev ayakta duramaz ekonomik olarak ayakta kalabilir tarımsal işletmeler el ve ayakta iki parmak oluşu el ya da ayakta altı parmak bulunması elimdik ayakta durmak gece geç vakte kadar ayakta kalmak geç saate kadar ayakta kalmak güçlükle ayakta durmak günümüze kadar ayakta kalabildi günümüze kadar ayakta kalan güreşçilerin ayakta birbirlerine takışması herşeye karşın ayakta durmak iki güreşçi de ayakta yüz yüze iken, birinin ötekinin belini yakalayıp, tek dizinin üzerine düşerek rakibini yere düşürmesi iki güreşçinin de ayakta birbirlerinin sağ ellerini tutarak yere devirme çabaları kas güçsüzlüğüne bağlı ayakta duramama kendi içinde bölünmüş ev ayakta durmaz kim ayakta kalacak nerede ayakta duracağımı bilmek istiyorum onu umut ayakta tuttu oyuna, belirli bir nedenden dolayı ara verildikten sonra yeniden başlamak için güreşçilerin ayakta beklemesi rekabet durumunda en güçlü ve en vicdansızın ayakta kalacağı prensibi sadece ayakta durulan oda sadece ayakta durulan oda (standing room only) sağ ayakta bitirme sol ayakta bitirme tabak içindeki yiyeceklerin ayakta çatalla yendiği büfe çeşidi tek el yerde ayakta dönüş topuklar ve ayak uçları bitişik olarak ayakta duruş umudu sayesinde ayakta durabildi yalnız ayakta duracak yer yalnızca ayakta duracak yer var yalnızca ayakta yer var! yolun ortasında yayaların emniyetle ayakta durabileceği yükseltilmiş küçük kaldırım yorgunluktan ayakta duracak hali kalmamak yorgunluktan ayakta duramamak

1: 0 ms