Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 608ateş = febris [öz Türkçe - eski terim]
ateş = fever [öz Türkçe - eski terim]
ateş = hararet [öz Türkçe - eski terim]
ateş = humma [öz Türkçe - eski terim]
ateş = pireksi [öz Türkçe - eski terim]
ATEŞ = (ateş nedir; ateş ne demek; ateş İngilizcesi) 1. Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık, od, nâr: «Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi.» - H. S. Tanrıöver. 2. Tutuşmuş olan cisim. 3. Isıtmak, pişirmek için kullanılan yer veya araç: Yemeği ateşten indirdim. 4. Patlayıcı silahların atılması: Top ateşi geceye kadar sürdü. 5. Hastalığın etkisiyle ortaya çıkan vücut ısısı: «Ateşi kırktan aşağıya düşmezdi.» - S. F. Abasıyanık. 6. mec. Öfke, hırs, hınç: «Fırlayıp ayağa kalkmış, bir duvara yaslanarak ateş fışkıran gözlerle onu seyre başlamıştı.» - T. Buğra. 7. mec. Coşkunluk: «Nejat Efendi'nin çalışında Peregrini'nin ihtirası, ateşi yoktu.» - H. E. Adıvar. 8. mec. Tehlike, felaket: Kendinizi ateşe atıyorsunuz. 9. mec. Büyük üzüntü, acı: «İçimin ateşi hiç küllenmedi. Seneler geçtikçe daha alevleniyor. Evlat acısı bu.» - H. R. Gürpınar.
ATEŞ = (ateş nedir; ateş ne demek; ateş İngilizcesi) ask. ateş etmek için verilen komut.
ATEŞ = (ateş nedir; ateş ne demek; ateş İngilizcesi) Humma.
ATEŞ = (ateş nedir; ateş ne demek; ateş İngilizcesi) Odun, kömür, yağ gibi ördeklerin yanması ile ısı ve ışığın birlikte belirmesi.
ATEŞ = (ateş nedir; ateş ne demek; ateş İngilizcesi) Yanma olayının yol açtığı parlak alev, ve akkor haline gelmiş yanıcı maddenin toplu adı.
ateş = âteş [Türkçe - Osmanlıca]
ateş = âzer [Türkçe - Osmanlıca]
ateş = nâr [Türkçe - Osmanlıca]
ateş = sûz [Türkçe - Osmanlıca]
ateş = teb [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words