• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

anlatmak

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 159

anlatmak = ifade etmek [öz Türkçe - eski terim]

ANLATMAK = (anlatmak nedir; anlatmak ne demek; anlatmak İngilizcesi) 1. Bilgi vermek, izah etmek: «Gece sabaha kadar düşündüğü şeyleri babasına da anlatmak isterdi.» -P. Safa. 2. Bir konu üzerinde açıklama yapmak, açıklamada bulunmak. 3. (nsz) Nakletmek: «Sonra bir hikâye anlattı.» -A. Ş. Hisar.

anlatmak = ifâde etmek [Türkçe - Osmanlıca]

anlatmak = ifhâm etmek [Türkçe - Osmanlıca]

anlatmak = nakletmek [Türkçe - Osmanlıca]

anlatmak = tahkiye etmek [Türkçe - Osmanlıca]

anlatmak = ta'rîf etmek [Türkçe - Osmanlıca]

anlatmak = tefhîm etmek [Türkçe - Osmanlıca]

ilgili sözler / related words

abartarak anlatmak abartarak anlatmak (hikâyeyi) abartarak yazmak ya da anlatmak abartmalı hikaye anlatmak açıkça anlatmak alegorilerle anlatmak alttan alta anlatmak amacını anlatmak anılarını anlatmak anlatmak (maç vb) anlatmak (seyahat maceraları vb) anlatmak istediğim bu değil aşk felsefesini ya da aşka dayalı yaşam biçimini anlatmak amacıyla yapılan toplantı aşk hikâyesi anlatmak ayrıntılarıyla anlatmak ayrıntılarla anlatmak ayrıntılı anlatmak ayrıntılı olarak anlatmak ballandıra ballandıra anlatmak ballandıra ballandıra anlatmak veya methetmek başka biçimde anlatmak başka sözcüklerle anlatmak başka sözlerle anlatmak bir çocuğa cinsel konuları anlatmak bir fıkra anlatmak bir öykü anlatmak bir şeyi adamakıllı anlatmak bir şeyi birine defalarca anlatmak bir şeyi her yönüyle anlatmak birine bir şeyi anlatmak birine bir şeyi ısrarla anlatmak birine bir şeyi işaretle anlatmak birine bir şeyin doğrusunu anlatmak birine nasıl yazıldığını anlatmak veya öğretmek birine sorunu tam olarak anlatmak birkaç sözcükle anlatmak canlı anlatmak daha ayrıntılı anlatmak ya da yazmak daha ayrıntılı bir şekilde anlatmak dair anlatmak derdini anlatmak ders anlatmak detaylı anlatmak dolayısıyla anlatmak dolaylı olarak anlatmak dönüp dolaşıp aynı şeyi anlatmak durmadan anlatmak durmadan sıkıntılarını anlatmak duyduklarını anlatmak duygularını anlatmak elle tutulur gibi anlatmak eski anılarını anlatmak etraflıca anlatmak ezbere anlatmak fıkra anlatmak fikrini açıkça anlatmak geniş geniş anlatmak gerile gerile anlatmak gülünç fıkra anlatmak gürül gürül anlatmak gürül gürül anlatmak veya okumak güzel bir dille anlatmak haberi anlatmak hareketlerle anlatmak her şey in doğrusunu anlatmak her şeyi anlatmak her şeyi en ince teferruatına kadar anlatmak zorunda mıyım? heyecanla anlatmak hikâye anlatmak homurdanarak anlatmak ısrarla anlatmak ilkeleri anlatmak inanılmaz şeyler anlatmak ince eleyip sık dokumadan anlatmak isteksizce anlatmak işaretle anlatmak işin iyüzünü anlatmak işin nasıl ve neden böyle olduğunu anlatmak kelimesi kelimesine anlatmak kesin ve açık olarak anlatmak kısaca anlatmak komik fıkra anlatmak konuyu ayrıntılarıyla anlatmak koşuk biçiminde anlatmak laf anlatmak maksadını anlatmak masal anlatmak memnuniyetini heyecanlı bir dille anlatmak meraklı ve heyecanlı bir şekilde anlatmak meramını anlatmak merammı anlatmak ne demek istediğini yeterince anlatmak olan biteni tek tek anlatmak örnekle anlatmak öykü anlatmak öykü vs anlatmak rahatça anlatmak seyahat maceraları anlatmak simgelerle anlatmak sorulmadan anlatmak (bir şeyi) söz anlatmak söz bulamıyorum (meramını anlatmak için) sözcük seçerek anlatmak sözcüklerle anlatmak şurada burada anlatmak tekrar anlatmak tüm ayrıntılarıyla anlatmak uzun uzadıya anlatmak uzun uzun anlatmak uzun ve karışık bir hikâye anlatmak üstü kapalı anlatmak üzülerek anlatmak yalan yere anlatmak yanlış anlatmak yazı ile anlatmak yeniden anlatmak zımnen anlatmak zoraki anlatmak

1: 7 ms