• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

anlama

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 4581

ANLAMA = 1. (Genel olarak) Bir şeyi yalnızca dıştan değil, kendi içinden kavrama; bir şeyin özünü, bir bağlam bütünü olarak anlamını tanıma. 2. Bir olay ya da önermenin daha önce bilinen bir yasanın ya da formülün sonucu olduğunu görme. 3. Anlaşılan bir şeyin başka türlü olamıyacağını görme. 4. (Dilthey'de) Başkalarının ya da başka çağların yaşantılarını, ruh durumlarını, edimlerini onlarla birlikte duyma ve sonradan yineleyerek benimseme. // Doğa bilimlerinin açıklama yönteminin karşısına Dilthey, tinsel bilimlerin anlama yöntemini koymuştur". Dilthey'e göre tinsel bilimler yaşantılarla ilgilidir, yaşantılar da ancak anlama ile aydınlatılabilir.

ANLAMA = 1. Anlamak işi, vukuf: «Lavabonun aynasında yorgun bir suratla kendini anlamaya çalışan bu adama bakıyorum.» -A. Ümit. 2. fel. Bir olay veya önermenin daha önce bilinen bir kanunun veya formülün sonucu olduğunu görme.

ANLAMA = 1. Canlının herhangi bir nesnenin bilincine varmasını ya da onunla ilgili bilgileri edinmesini sağlayan süreç. 2. Olay ve varlıkların anlamını kavrayabilme.

ANLAMA = Bir kavramın öğelerini birleştirerek anlamlı bir bütün oluşturma ya da bir simge, söz ya da anlatımın anlamını kavrama.

anlama = derk [Türkçe - Osmanlıca]

anlama = fehm [Türkçe - Osmanlıca]

anlama = idrâk [Türkçe - Osmanlıca]

anlama = tefehhüm [Türkçe - Osmanlıca]

ilgili sözler / related words

… ne anlama geliyor anlama ait anlama bir şey katmayan anlama gelmek anlama gücü anlama gücünü aşıyor anlama kabiliyeti anlama kapasitesinin üstünde anlama katkısı olmayan anlama konusunda anlama psikolojisi anlama ruhbilimi anlama ya da kavrama gücünün dışında anlama yeteneği anlama yeteneği olan anlama yeteneğinin kaybolması anlama yeteneğinin üzerinde anlama yetisi anlama yitimi aynı anlama gelen basit bir yanlış anlama başkalarının duygularını anlama başkasının halinden anlama başkasının halini anlama beni yanlış anlama bir anlama gelmek bir durum ya da olayın önemini ya da niteliğini olduktan sonra anlama bir şeye öfkelenmek (özellikle yanlış anlama sonucu) bir şeyin niteliğeni/önemini sonradan anlama bir şeyin nitelik ya da anlamını sonradan anlama birden fazla anlama gelebilen birden fazla anlama gelebilen söz birden fazla anlama gelme bu anlama gelen bu kelime ne anlama geliyor bu ne anlama geliyor değerini anlama dış görünüşe bakarak karakteri anlama sanatı dilsel bilgiyi anlama dinlediğini anlama dinlediğini anlama yetisi doğal dil anlama geç anlama görüntü anlama halden anlama hızlı okuyarak anlama yolu içten anlama savı içyüzünü anlama iki anlama da gelebilen söz iki anlama gelebilen iki anlama gelme iki anlama gelmek ile aynı anlama gelmek işten anlama iyi anlama almak iyice anlama kelimeyi yanlış anlama almak kendini anlama konuşma anlama metin anlama ne anlama geliyor nerede olduğunu anlama yetisi o anlama gelen sözler okuduğunu anlama okuduğunu anlama becerisi önemini sonradan anlama sakın beni yanlış anlama samimi olmayan ya da iki anlama gelebilen acemice iltifat sezgi yoluyla anlama şakadan anlama ters anlama yanıltmak için iki anlama gelen sözler söylemek yanlış anlama yanlış anlama çekmek

1: 1 ms