İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 1056 ANCIENT = ['eynşınt] adjective
1 çok eski * eşanlamlı : antique, old, aged * karşıtanlamlı : new, recent, current
İngilizce örnek : Ancient geographers assumed that the world was flat.
Türkçe çevirisi : Eski coğrafyacılar dünyanın düz olduğunu varsayıyorlardı.
İngilizce örnek : These monuments throw much light on the ancient history of the country.
Türkçe çevirisi : Anıtlar, ülkenin eski tarihine ışık tutuyor.
İngilizce örnek : Archaeologists unearthed an ancient drinking vessel.
Türkçe çevirisi : Arkeologlar eski bir su kabı (kazarak) ortaya çıkardı.
2 Romalılar ve Yunanlılar zamanına ait
ilgili sözler / related words