İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 1773 ADVANCE = [ıd'va: ns] verb
1 ilerlemek * eşanlamlı : progress, proceed, move, go forward * karşıtanlamlı : retreat, withdraw
İngilizce örnek : The army is advancing slowly.
Türkçe çevirisi : Ordu yavaş yavaş ilerliyor.
2 ilerletmek
3 yükselmek * eşanlamlı : further, promote * karşıtanlamlı : retard
4 yükseltmek
¤ noun
1 ilerleme * eşanlamlı : attack * karşıtanlamlı : retreat, withdrawal
İngilizce örnek : They tried to stop the advance of the enemy forces.
Türkçe çevirisi : Düşman kuvvetlerinin ilerlemesini durdurmaya çalışıyorlar.
2 yükselme, gelişme * eşanlamlı : development * karşıtanlamlı : decline
3 avans, öndelik
İngilizce örnek : Can I have an advance against next month's salary?
Türkçe çevirisi : Gelecek ayın maaşından avans çekebilir miyim?
* in advance = önceden
İngilizce örnek : The landlord expects six months' rent in advance.
Türkçe çevirisi : Ev sahibi avans olarak altı aylık kira istiyor.
İngilizce örnek : If you want to get a seat you must book in advance.
Türkçe çevirisi : Yer bulmak istiyorsan önceden rezervasyon yapırman gerek.
ADVANCE = (advance nedir; advance Türkçesi) 1. Peşin avans 2. Daha önce rezervasyonu yapılmış kısa süre içinde hareket edecek olan gemiyi taşımak.
ilgili sözler / related words