Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 5613acemi = toy [eski terim - öz Türkçe]
acemi = ustalaşmamış [eski terim - öz Türkçe]
acemi = yetenek kazanmamış [eski terim - öz Türkçe]
ACEMİ = (acemi nedir; acemi ne demek; acemi İngilizcesi) 1. Bir işin yabancısı olan, eli işe alışmamış, bir işi beceremeyen: «Belli ki her şey, hem de en acemi tarafından, işlerin nihayetinde uydurulmuş, zekâsız mizansenlerden ibaret.» - N. F. Kısakürek. 2. İşinde, mesleğinde yeni olan, toy: «Acemi balıkçının ağından balıklar nasıl kaçarsa sen de zamanları öyle kaçırdın.» - N. Hikmet. 3. Bir yere, bir şeye yabancı olan: «Anlaşılan sen İstanbul'un acemisi olmalısın.» - O. C. Kaygılı. 4. a. tar. Saraya yeni alınmış cariye.
ACEMİ = (acemi nedir; acemi ne demek; acemi İngilizcesi) 1. bk. acemi oğlanı. 2. Saraya yeni alınmış karavaşlara verilen ad.
ACEMİ = (acemi nedir; acemi ne demek; acemi İngilizcesi) İri, çekirdeği tatlı kaysı.
ACEMİ = (acemi nedir; acemi ne demek; acemi İngilizcesi) Pekmez, un ve yağla yapılan bir çeşit helva.
ACEMİ = (acemi nedir; acemi ne demek; acemi İngilizcesi) Yabancı.
acemi = acemî [Türkçe - Osmanlıca]
acemi = ebcedhân [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words