İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 383 ABLE = [eybıl] adjective
yetenekli, becerikli * eşanlamlı : capable, competent, talented, skilled * karşıtanlamlı : unable, incompetent, incapable
İngilizce örnek : Mustafa Kemal was an able man.
Türkçe çevirisi : Mustafa Kemal yetenekli bir insandı.
İngilizce örnek : He is being treated by the ablest doctor in town.
Türkçe çevirisi : Kasabadaki en yetenekli doktor tarafından tedavi ediliyor.
* be able to = -ebilmek, -abilmek
İngilizce örnek : Most birds are able to fly.
Türkçe çevirisi : Çoğu kuş uçabilir.
İngilizce örnek : Many animals are able to see in the dark.
Türkçe çevirisi : Çoğu hayvan karanlıkta görebilir.
İngilizce örnek : He tried hard but wasn’t able to win the race.
Türkçe çevirisi : Çok çalıştı ama yarışı kazanamadı.
İngilizce örnek : I haven't been able to finish my project.
Türkçe çevirisi : Projemi bitiremedim.
İngilizce örnek : I hope to be able to visit you next month.
Türkçe çevirisi : Seni önümüzdeki ay ziyaret edebilmeyi umuyorum.
İngilizce örnek : I'd like to be able to play the piano well.
Türkçe çevirisi : Piyanoyu iyi çalabilmeyi istiyorum.
İngilizce örnek : Will they be able to spend some time with us?
Türkçe çevirisi : Bizimle biraz vakit geçirebilecekler mi?
ilgili sözler / related words