İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 113 GREAT = [greyt] adjective
1 büyük, kocaman * eşanlamlı : big, large, huge, enormous, immense, colossal, gigantic * karşıtanlamlı : small
İngilizce örnek : It was a great mistake.
Türkçe çevirisi : Büyük bir hataydı.
İngilizce örnek : I have great respect for her ideas.
Türkçe çevirisi : Onun fikirlerine büyük saygım vardır.
İngilizce örnek : He's reading something with great interest.
Türkçe çevirisi : Büyük bir ilgi ile bir şey okuyor.
2 harika, çok iyi * eşanlamlı : excellent, wonderful, marvellous * karşıtanlamlı : awful
İngilizce örnek : You are great.
Türkçe çevirisi : Harikasın.
İngilizce örnek : I had a great time in Antalya.
Türkçe çevirisi : Antalya’da harika vakit geçirdim.
İngilizce örnek : He was a great friend of mine.
Türkçe çevirisi : Harika bir arkadaşımdı.
3 önemli, büyük, başaralı, ünlü * eşanlamlı : important, noteworthy, significant, distinguished * karşıtanlamlı : insignificant, trivial
İngilizce örnek : Atatürk was a great leader.
Türkçe çevirisi : Atatürk büyük bir liderdi.
İngilizce örnek : That was a great achievement.
Türkçe çevirisi : O büyük bir başarıydı.
* a great deal (of) = çok
İngilizce örnek : His dog barks a great deal.
Türkçe çevirisi : Köpeği çok havlıyor.
İngilizce örnek : The soldiers showed a great deal of courage.
Türkçe çevirisi : Askerler çok cesaret gösterdiler.
ilgili sözler / related words